Bunun üzerine Pâdişâh yerinden saygı ile kalkıp, şevkle ve gözleri yaşararak nimete şükür ettikten sonra; "Efendim, şimdi Peygamberlerin Sultânı bu tâkatsız ve güçsüz kölesine ismiyle zikr edip emir buyuruyorlar. Bu emre boyun eğmemiz gerekmez mi? Buna binlerce hamd olsun" deyip, gazâya gitmek üzere niyet etti. Ertesi gün Zigetvar seferine gitmek üzere hazırlıklar yapıldı. Ordu, İslâmın düşmanlarıyla cihâd etmek üzere yola çıktı. Kânûni Sultan Süleymân bu sefere katılıp, orada vefât etti. Şehid olmak sûretiyle Resûlullah efendimizin muhabbetine lâyık oldu. Kânûni'nin Zigetvar seferine, Nûreddinzâde Muslihuddin Efendi de katılmıştı. Sultan Selim'in İstanbul'da tahta çıkıp Belgrat'ta orduyu ve babası Kânûni'nin cenâzesini karşılamasından sonra, cenâze, Muslihuddin Efendi ve yanındaki dört yüz kişiye teslim edilip İstanbul'a gönderildi