Bu evliliğinden üç çocuğu oldu. Fakat üçü de daha yaşlarını doldurmadan vefat et tiler. Hanımı söz verdiği gibi, herbirinin vefatında da gelinliğini giyerek efendisini karşıla dı. Hacı Mehmed efendi de Cenâb-ı Hakk'a şükür secdesine kapandı. Üçüncü çocuğunun vefatında hanımının sol gözünden bir damla yaş aktı. Çocuğun defninden sonra Mehmed efendi hanımına:-Ey hatun! Giy bakalım şu başörtünü, dedi. Hanımı da:-Aman Hacı efendi! Ben ettim, sen etme, diye yalvardı. Mehmed efendi:-Hayır hatun, kalbini bozma. Cenab-ı Hakk'ın izniyle şöyle ufak bir gezi yapacağızOtakçılardan çıkarak Topçular tarafına geldiler. Burada hanım susadı ve Mehmed efendiden su istedi. Mehmed efendi de:-Ey Hatun! Ben acizim. Cenab-ı Hak'tan iste, dedi.Hanım da mübarek ellerini açtı ve gökten billur bir bardak içinde su geldi. İkinci defa tekrar istedi. Mehmed efendi, yine, ben acizim dedi ve hanım ellerini açınca gökten bir bardak su geldi. Üçüncü defa yine su isteyince, gökten bir nida geldi:-Ey valide! Önümde muazzam bir nehir verdır ki, geçmeme imkan yoktur.Mehmed efendi de bu sesi işitti. Hemen hanımına seslendi:-Hanım! Ayağının sağ topuğunu yere vur!Hanım, ayağını vurur vurmaz yerden su fışkırdı. Bu suya Valide Suyu denilir ve hâlâ akmaktadır. İçenler doyamaz. Fakat eve götürülürse birkaç gün sonra acılığından içilmez hale gelir.