Verâ Ve Takvâ Denince Ebû Abdullah El-mukrî
HOCASINDAN ÜÇ NASİHAT...Hocalarından Abdullah el-Harrâz ona şöyle nasihat etmiştir:
"Sana üç şey tavsiye ederim. Biri tam bir gayret ve itâatle farzları yerine getir. Bu hususta hırslı ol. İkincisi, Müslüman cemâatine, topluluğuna hürmet, üçüncüsü ise kendini ve hatırına gelen dağınık düşüncelerini iyi bilmemektir."
Bu mübarek zatın da mübarek hocası gibi pek çok hikmetli sözü vardır. Buyurdu ki:
"Fütüvvet; kızdığı kimseye karşı güzel huylu olmak, hoşlanmadığı kimseye ihsân etmek, kalbinin nefret ettiği kimse ile güzel sohbette bulunmaktır."
"Kişi, din kardeşlerine ve dostlarına hizmetinden dolayı böbürlenirse, Allahü teâlâ ona öyle bir alçaklık verir ki, kat'iyyen ondan kurtulamaz."
KULLARIN EN AŞAĞISI!..
"Kulların en aşağısı, namazını ve tesbihini kendi gözünde büyülten, yaptığı ibâdetler sebebiyle, Allahü teâlâ katında kıymeti olduğunu zanneden kimsedir. Eğer Allahü teâlânın ihsânı ve rahmeti olmasaydı, peygamberlerin (aleyhimüsselâm) işlerinin bile ne kadar zor olduğu görülürdü. Nasıl böyle olmasın. Peygamberlerin en üstünü ve Allahü teâlâya en yakın olan Resûlullah efendimiz bile, Allahü teâlânın rahmetinin kendisini örttüğünü buyurmuşlardır."
"Kulluğun en güzeli, kulun Allahü teâlânın verdiği nimetler karşısında, şükürden âciz olduğunu bilmesidir."
"Ağyâra yâni yâr ve dost olmayana iltifât etmemek, ona sırrı açıklamamak, yüzünü hakka dönmüş olmanın alâmetlerindendir."