" Ben her ne zaman bir yerde, sünnet ve düğün cemaati olsa, kadın elbiseleri giyer ve o cemaate giderek, kadınları seyrederdim. Bir gün emirimizin kızı gelin olmuştu. O'nun da düğününe gittim ve kadınları seyrederken, o evde beyin çok kıymetli bir mücevheri kayboldu. Orada bulunan bütün kadınları bir yere topladılar. Ve hepsini soyarak aramaya başladılar. Sıra bana yaklaşmıştı. Eğer sırrım meydana çıkarsa halim ne olur diye korkudan «Ya Kadimü'l-İhsân İhsânüke'l-Kadim» diye dua etmeye başladım. Ve "Yâ Rabbi, eğer bu günahkâr kulunu bu tehlikeden kurtarırsan, bundan sonra böyle bir günah işlemeyeceğime tevbe-i nasûh ile tevbe olsun" diyerek Cenabı Hak'ka söz verdim. Tam sıra bana geldi ve soymaya başlayacakları bir anda «Mücevher bulundu, kimseyi aramayın» diye bir ses duyuldu, İşte ben de o dua sayesinde büyük bir tehlikeden kurtuldum.