Yâ Rabbî! Bunu Onlardan Eyle
"Ehl-i sünnet itikâdında olanlar, Allahü teâlânın Habibi ve sevgili Peygamberi (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber, Bedir gazâsına katılanların Cennetlik olduklarına inanırlar. Ayrıca, Uhud gazâsında, hurma bahçelerinin düşman işgaline mâruz kalmaması için çarpışan "Kuzman" ve Peygamber, efendimizin bildirdiği birkaç kimse dışında kalan Uhud'daki bütün Eshâb-ı kirâmın Cennetlik olduğuna inanırlar. Hudeybiye'de "Bi'at-ı Rıdvân"a iştirâk eden Eshâb-ı kirâmın (radıyallahü anhüm) Cennetlik olduğuna inanırlar. Peygamber efendimiz buyurdular ki:
"Ümmetimden bir kısmını bana gösterdiler. Dağları, sahraları doldurmuşlardı. Böyle çok olduklarına şaştım ve sevindim. Sevindin mi dediler, evet dedim. Bunlardan ancak yetmiş bin adedi hesapsız Cennete girer dediler. Bunlar hangileridir diye sordum. İşlerine sihir, büyü, dağlamak, fal karıştırmayıp, Allahü teâlâdan başkasına tevekkül ve itimat etmeyenlerdir, buyuruldu." Dinleyenler arasında Ukâşe (radıyallahü anh) ayağa kalkıp, "Yâ Resûlallah! Duâ buyur da, onlardan olayım" deyince, "Yâ Rabbi! Bunu onlardan eyle!" buyurdu. Biri daha kalkıp, aynı duâyı isteyince, "Ukâşe senden çabuk davrandı" buyurdu.
Aralarında, Hazreti Ukâşe'nin de bulunduğu yetmiş bin kişinin, sorgusuz sualsiz Cennete gireceği ve onların her birinin yetmiş bin kişiye şefaatçi olacaklarına, Ehl-i sünnet itikâdında olanlar inanırlar...
Allahü teâlâ, Ehl-i sünnet fırkasını, ilk üç asrın âlimleri hakkında uygun olmayacak sözler söylemekten ve onlara dil uzatmaktan korumuştur. Bunlar; Muhacirler, Ensâr, Bedir, Uhud ve Bi'at-ı Rıdvan'da bulunan Eshâb-ı kirâmdır. Ayrıca Peygamber efendimizin Cennetle müjdelediği mübârek kimselerdir. Ehl-i sünnet fırkasında olanlar, Peygamberimizin Ehl-i beytine ve torunlarına, Hulefâ-i Râşidin'e şanlarına lâyık olmayan bir söz söylemekten şiddetle kaçınırlar. Onları canlarından çok severler. Allahü teâlânın, kendilerini herhangi bir leke ve bid'atlerden koruduğu Tâbiini ve Tebe-i tabiini de çok severler, hürmetle isimlerini yâd ederler.