Yavuz Ve Şeyh Mehmed Efendi

Yavuz Ve Şeyh Mehmed Efendi
Celâlzâde Mustafa Çelebi'yi gören Piri Paşa; "Divânda meseleler görüşüldükten sonra pâdişâhın yanına gideceksin, bir yere ayrılma." diye bildirdi. Pâdişâhın huzûruna çıkacağını duyan Celâlzâde büyük bir heyecan geçirdi ve divân müzâkerelerinden sonra arz odasına girdi. Sultan Selim Han bu esnâda bir kitap mütâlaası ile meşguldü. Celâlzâde'yi görünce; "Celâl oğlu Mustafa sen misin?" diye sordu. "Ben kulun Pâdişâhım." demesi üzerine; "Gümüşlüoğlunu nasıl bilir sin? Cevher veya meder midir? (Yâni cevher veya toprak mıdır) nice idrâk kılursın, bilürsin?" dedi. Mustafa Çelebi de; "Evliyâlık membaının, kaynağının cevheri ve nefisle mücâdele meydanının hâlis eri bir ulu kişi bilirim." diye cevap verince; "Ulu mu, ulu mu, ulu mu?" diye üç kere tekrar ederek hiddet göstermiş. Fakat Mustafa Çelebi'nin her defâsında; "Evet pâdişâhım ulu kişidir." demesiyle hiddeti geçmiş ve kendisiyle sonra yumuşak bir şekilde konuşmuştur. Bu arada Celâlzâde'ye yevmiyesini de soran Selim Han, on akçe olduğunu duyunca çok az bulmuş ve artırılmasını emretmiştir. Sonra da; "Şeyhe bizden selâm söyle, hatırını hoş tutsun." diyerek Celâlzâde'yi Gümüşlüoğlu'na göndermiştir.

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek

Nefis, Çok Övülmesi Yüzünden Firavunlaştı

Vehbi Tülek