Yemin Ederim Ki Sen Yalancısın

Yemin Ederim Ki Sen Yalancısın
Hafnâvi hazretleri bir gün âlim bir zâtla yolda giderken, karşılarına kendisinin veli olduğunu iddia eden birisi çıktı ve; "Siz ikiniz önümüzdeki Cuma gününde vefât edersiniz" dedi. O zaman Hafnâvi; "Yemin ederim ki sen yalancısın" buyurdu. Yanındaki âlim, o adamın sözleri tesirinde kalıp ölümden korktu ve; "Efendim ona yalancı demeyiniz, doğru olabilir" dedi. Hafnâvi o zaman; "Bu Cuma geçtiği gibi sonraki Cumalar da geçecek. Hâlâ bu adamın söylediğine inanıyor musun?" dedi. Hakikaten Cumalar gelip geçti.
Şeyh Ali Miyehi anlatır: "Seyyid Abdürrahmân Ayderûsi, Kâhire'ye geldiğinde, Muhammed Hafnâvi'yi ziyâret etti. Ayderûsi'nin evime teşriflerini çok arzu ederdim. Fakat kendimi çok aşağı gördüğümden, benim gibi aşağı bir kimsenin evine böyle mübârek bir zâtı davet etmekten hayâ ediyordum. Nihâyet bu arzumu Hafnâvi'ye arz ettim. Buyurdu ki: "İnşallah o sana gelecek. Arzu ederse fakirler yemeği olan serid (tirid)den yer. Onu çağırma, kendine de fazla ikramda bulunma." Ben de sözüne uydum. Hicaz'a sefer arzumdan da vazgeçtim. Çok geçmeden Ayderûsi evimi teşrif etti. Ona; "Efendim size sâdece serid (tirid) hazırlayacağım" dedim. "Olur" buyurup bizimle sohbete başladı. Üstâd Hafnâvi'nin faziletlerinden bahsetti. Ayderûsi bir ara; "Şimdi onun Malta adasındaki çok garip bir hâdisesini anlatayım" deyip şunları anlattı:
"Malta'daki Müslümanlardan bir esir orada bir mescide uğradı. İçerideki zikri işitip, onlara; 'Hangi zâtın bildirdiği vazifeleri okuyorsunuz?' dedi. Onlar da; 'Şeyh Hafnâvi'nin' dediler. O kişi o zaman; 'Yâ Rabbi! Bu zât için senden istiyorum. Eğer bu zât evliyâ ise esirlikten kurtulmamı nasib et' diye yalvardı. Akşam olduğunda esiri yine zindana kapadılar. Esir o gece bir rüyâ gördü. Rüyâsında bir zât kendisine eğerli ve sefere hazır bir at getirdi. 'Buna bin ve sür' buyurdu. O da ona binip sürdü. Deniz kenarına kadar geldi. İskenderiyye'ye gitmek üzere bir gemi bulup, atı ile birlikte ona bindi. Gemi, İskenderiyye limanına vardı. Adadaki esir zât karaya çıktı. O esnada uykudan uyandı ve kendisini İskenderiyye'de buldu. Boynunda zindanda taktıkları zincir bukağı yoktu. Doğruca Şeyh Muhammed Hafnâvi'nin huzûruna gidip, başından geçenleri haber verdi.''

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek

Günah Işlemek, Ölümü Unutmanın Alâmetidir

Vehbi Tülek

Ahiret Yolculuğundan Gâfil Olan Zavallıdır!

Vehbi Tülek

İnsanla Hayvan Arasını Ayıran Fark Edeptir!

Vehbi Tülek