Yusuf Bahri Efendi

Yusuf Bahri Efendi

Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) anlatır: "Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında, Alkame adında bir genç vardı. Hep tâat üzere olup, kış ve yaz oruç tutar, geceleri sabaha kadar ibâdet ederdi. Bir gün fenâlık geçirdi, dili tutuldu. Durumu, Resûlullaha haber verdiler. Resûl-i ekrem onun yanına, Hazreti Ali ile Ammâr bin Yâsir'i (radıyallahü anhüm) gönderdi. Onlar, Alkame'ye Kelime-i şehâdeti söyletmek için çalıştılarsa da, dili dönmedi. Hazreti Ali, Bilâl-i Habeşi'yi Resûlullaha gönderdi ve durumu bildirdi. Resûlullah; "Alkame'nin anası babası var mı?" buyurdu. Orada bulunan Eshâb-ı Kirâm, yaşlı bir annesi var, dediler. Server-i âlem; "Annesini buraya getirin" buyurdu. Hemen annesini çağırdılar... Resûl-i ekrem ona; "Alkame'ye ne oldu, anlat! Seninle geçinmesi nasıldır?" buyurdu. Annesi şöyle anlattı:

"Yâ Resûlallah! Alkame çok iyidir. Zâhiddir (dünyâya düşkün değildir) hep ibâdet ve tâat üzeredir. Ama ben ondan râzı değilim. Çünkü o, hanımının rızâsını benim rızâmdan önde tutmaktadır."

Resûlullah efendimiz; "Dilinin tutulması bu yüzdendir. Ona hakkını helâl et dili açılsın" buyurdu. Annesi; "Ey Allahü teâlânın Resûlü! O benim hakkıma çok riayetsizlik etti. Hakkımı helâl etmem" dedi. Resûlullah efendimiz;

"Ey Bilâl! Eshâbı topla. Etrâftan odun toplasınlar. Alkame'yi yakacağız. Çünkü annesi ondan râzı değildir" buyurdu. Annesi;

"Yâ Resûlallah! Benim oğlumu, benim gözümün önünde mi yakacaksınız? Kalbim buna nasıl dayanabilir?" deyince, Resûl-i ekrem;

"Cehennem ateşi dünyâ ateşinden çok daha kızgın ve yakıcıdır. Sen ondan râzı olmadıkça, onun hiçbir itaati makbûl değildir" buyurdu. Annesi feryâd ederek;

"Yâ Resûlallah! Ben ondan râzı oldum. Hakkımı, helâl ettim" dedi ve eve gitti. Eve gittiğinde Alkame'nin sesini duydu. Kelime-i şehâdet söylüyordu. Dili açılmıştı. Aynı gün vefât etti. Resûlullah efendimiz cenâze namazını kıldırdı ve defnettiler. Sonra;

"Ey Eshâbım! Hanımını annesinden üstün tutana, Allahü teâlâ ve melekler lanet ederler. Onun farz ve nafile ibâdetleri kabûl edilmez" buyurdu.

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek