Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum
Selâhaddin Uşâki; "Bâtıni hükümdârın celâline tutuldum." dedi. TâhirAğa da; "Ben de zâhiri hükümdârın celâline tutuldum." deyince, Selâhaddin Uşâki sebebini sordu. Tâhir Ağa; "Sarayda kıymetli bir kılıç vardı. Kılıç kayboldu. Pâdişâh, Üçüncü Sultan Mustafa bana; "Bu kılıcı kırk güne kadar bul! Bulamazsan seni en ağır şekilde cezalandırırım." dedi. Bu kılıcı bulmağa imkân olmadı. Otuz beş gün geçti. Ömrümün son günlerini yaşıyorum." dedi. Selâhaddin Uşâki bir süre tefekküre daldı. Sonra başını kaldırıp Tâhir Ağaya; "Kılıç sarayın falanca yerine düşmüş. Üzerini de kâğıt parçaları örtmüş. Adamlarını gönder oraya bir baksınlar." dedi. Tâhir Ağa hemen adamlarından birini oraya gönderdi. Giden kişi târif edilen yerde kılıcı bularak, Tâhir Ağaya getirdi. Pâdişâh, Tâhir Ağanın suçu olmadığını anlayarak, ona kırk gün izin verdi. Tâhir Ağa, Selâhaddin Uşâki'ye; "Efendim, siz benim dar günümde Hızır gibi yetiştiniz. Siz de hâlinizi bana anlatın." diye ricâda bulundu. Selâhaddin Uşâki de hâlini Tâhir Ağaya anlattı. Tâhir Ağa onları bir süre evinde misâfir etti. O semtte bir ev alarak evin bütün ihtiyaçlarını temin etti. Bir gün Selâhaddin Uşâki'ye; "Âilenizle filan eve gidelim." dedi. Birlikte satın aldığı eve varınca, Tâhir Ağa; "Bu ev size bizim hediyemizdir." diyerek kabûl buyurmasını ricâ etti. Selâhaddin Uşâki ve hanımı bu eve yerleştiler. Daha sonra Selâhaddin Uşâki, Tâhir Ağa dergâhına şeyh olarak tâyin edildi. Bir gün Selâhaddin Uşâki, hanımını ve çocuğunu alarak hocası ve kayınpederi Cemâleddin Uşâki'nin evine gitti. Hocası ona; "O celâlim sebebiyle bu ikrâma kavuştun." buyurdu.

Tevekkül Eden Kimse Cömert Olur

Vehbi Tülek

Felsefecileri Kerpiçle Susturan Zat!

Vehbi Tülek

Ağlayıp Sızlamak, Derdi Belâyı Geri Çevirmez

Vehbi Tülek

Hanefî Mezhebinde Namazın Sünnetleri

Vehbi Tülek

Fakirlik Korkusu Olan Şeytana Itâat Eder

Vehbi Tülek