Zeynullah Kazanî
Bu mübarek zat, hac için Hicaz'a gittiğinde Medine-i münevverede Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevi hazretleri ile tanıştı. Bir müddet sohbetinde bulundu. Ondan icâzet ve hilâfet aldı. Kazan şehrine dönünce, insanlar arasında çok sevilip sayıldı. Kısa zamanda şöhreti yayıldı. Bundan korkan Rus hükûmeti onu Sibirya'da Tarvisky denilen bölgeye sürgün etti. Orada da insanların doğru yolda yürümeleri için gece gündüz çalıştı.
Zeynullah Kazani hazretleri, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
(Mümin) ve (Müslim) ve (Müslüman) demek, Allahü teâlâ tarafından, Muhammed aleyhisselâm vâsıtası ile, insanlara bildirilmiş ve İslâm memleketlerine yayılmış din bilgilerine inanan, kabûl eden kimse demektir. Bu bilgiler Kur'an-ı kerimde ve binlerce hadis-i şeriflerde bildirilmiştir. Bu bilgileri, Eshâb-ı kirâm Peygamberimizden işitmiş, (Selef-i sâlihin) de, yâni Eshâb-ı kirâmdan sonra, ikinci ve üçüncü asırlarda [yüzyıllarda] gelen İslâm âlimleri de, Eshâb-ı kirâmdan işiterek veya bu işitenlerden işiterek kitaplarına yazmışlardır. Sonra gelen İslâm âlimleri, Selef-i sâlihinin kitaplarındaki bilgileri başka başka açıklamışlar, birbirlerinden ayrılmışlar, mânâları açık bildirilmemiş, inanılması lâzım bilgilerde, yetmişüç ayrı fırka meydana gelmiştir. Bunlardan yalnız bir fırkası, bu açıklamaları yaparken, kendi düşüncelerini, görüşlerini karıştırmamış, bir değişiklik ve ekleme yapmamışlardır. Bu doğru imanlı fırkaya (Ehl-i sünnet) veya (Sünni) denir.
"ZINDIK, DİNSİZDİR!.."
Mânaları açık bildirilmiş olan, inanılacak şeylerde, Kur'an-ı kerime ve hadis-i şeriflere yalnız kendi akıl ve görüşleri ile mânâ vererek, imanı bozulan, kâfir olan kimseye (Mülhid) denir. (Mülhid) kendini samimi Müslüman ve Muhammed aleyhisselâmın ümmeti bilir. (Münâfık) ise Müslüman görünür. Fakat başka dindendir. (Zındık), dinsizdir. Hiçbir dine inanmaz. Müslümanları dinsiz, ateist yapmak için, Müslüman görünür. (Dinde reform) yapmak, İslâmiyeti değiştirerek, bozarak yok etmek çabasındadır, İslâm düşmanıdır. Çok zararlıdır. Masonlar ve İngiliz câsûsları böyledir...