Zû-şefer'in Kızı Tâce
Şiddetli kıtlık yaşandı...Yûsuf aleyhisselam zamanında Yemen'de bir ara çok şiddetli bir kıtlık yaşandı. O devirdeki Hamiri (Hımyeri) hükümdarlarından Zu Şefer'in kızı olan Tâce, bu devletin Melikesi idi. Kıtlıkta o da öldü. Son nefesinde söyledikleri, bir Arapça levhaya yazılarak, baş tarafında da çok kıymetli eşya doldurulmuş hazine gibi olan tabutuna konuldu! Bu tabutun üstündeki kitabede şunlar yazıyordu:
"Ben Zu Şefer'in kızı Tâce'yim. Memleketimizde müthiş bir kıtlık çıktığı için, zahire getirmek üzere Mısır Mâliye Nâzırı olan Yûsuf aleyhisselâma adam yolladım. Hayli zaman geçtiği halde gönderdiğim adam gelmeyince, maiyetimden bazı kimselere bir kantar gümüş verip, herhangi bir yerden bununla bir kantar un alıp getirmelerini istedim. Onlar da bulamadılar. Nihâyet bir kantar altın verip tekrar gönderdimse de yine bulamadıkları için, inci öğüttürüp yemekten başka çare bulamadım. Fakat o da beni besleyemediği için, büyük bir servet içinde açlıktan ölüyorum. Benim hikâyemi işitenler halime acısınlar! Acaba dünyada benden başka hangi kadın bu kadar muhteşem ziynetler içinde açlıktan ölmüştür..."
Altın da işe yaramıyormuş!..
Sel sularının ortaya çıkardığı kabirde ibretle görüldü ki, Melike Tace'nin boynunda yedi inci gerdanlık, kollarında yedişer tane paha biçilmez altın bilezik, ayaklarında mücevherli yedişer halhal (ayak bileziği) ve on parmağında da muhteşem mücevher yüzükler bulunmaktadır. Ayrıca baş tarafında çok kıymetli eşya ile doldurulmuş hazine gibi bir tabut da dikkatlerden kaçmıyordu...
Evet, tarihte altının, incinin de işe yaramadığı zamanlar olmuştur. Bizlere düşen, bu gibi olaylardan ibret almaktır...