Zulmedeni Affet, Akrabanı Gözet
Sahih-i Müslim'de şöyle bildirilmektedir:
Resûlullah efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) su getirdiler, içti. Sağında, orada olanların en küçüğü vardı. Bu, İbn-i Abbâs (radıyallahü anhüma) idi. Solunda ise büyükler bulunuyordu. Resûl-i ekrem çocuğa dönerek: "İzin verir misin bu suyu önce büyüklerine vereyim" buyurdu. Çocuk "Hayır, vallahi olmaz" deyince mübârek artığını çocuğa verdi.
Diğer hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: "Cennetin yüksek derecelerine kavuşmak isteyen, saygısızlık yapana yumuşak davransın! Zulmedeni affetsin! Malını esirgeyene ihsânda bulunsun! Kendisini aramayan, sormayan ahbabını, akrabasını gözetsin!"
"Kalbinde hardal tanesi kadar imân olan hiçbir kimse Cehenneme, kalbinde hardal tanesi kadar tekebbür bulunan hiç kimse de Cennete giremez."
"Siz salevât okuyunuz. Salevâtınız, nerede olursanız olunuz bana ulaşır."
"Hasta ziyâreti yapan, geri dönünceye kadar Cennetin hurmalık yolundadır."
"Mümin gıpta eder. Münâfık ise hased eder."
"Bir kişi imanının kemâlini isterse, kendine insâf versin [yani tevâzu üzere hareket eylesin] ve fakir olduğu hâlde sadaka versin! Bu iki huy, imanı kâmil derecesine yükseltir."
"Temizlik imânın yarısıdır."
"Abdest üzerine abdest almak, nûr üzerine nûrdur."
"Âlimler, peygamberlerin vârisleridir."
"Yer ve gök ehli, âlim için Allahü teâlâdan mağfiret diler."
"İlim, şerefli olanın şerefini artırır. Köleyi, meliklerin, sultanların makamlarına yükseltir."
"Kıyâmet gününde üç sınıf insan şefaat eder. Bunlardan; önce peygamberler, sonra âlimler, sonra şehidler şefaat ederler."
"Her kim rızkının bollaştırılmasını ve ecelinin geciktirilmesini arzu ederse, sıla-i rahim yapsın."
"Yâ Âişe! Şüphesiz ki Allah refiktir. Rıfkı sever. Sertlik gösterene ve hiç kimseye vermediğini, yumuşak davranana verir."
"İnsanların en kötülerinden, bir yüzle şunlara, bir yüzle, bunlara gelen, ikiyüzlüyü bulacaksınız."
"Müslümanın Müslüman üzerinde beş hakkı vardır: Selâmına cevap vermek, hastasını ziyaret etmek, cenâzesinde bulunmak, davetine gitmek, aksırdığı zaman 'elhamdülillah' deyince 'yerhamükellah' demek."
"Münâfıklık alâmeti üçtür: Yalan söylemek, vaadini ifâ etmemek, emânete hıyânet etmek."