Ahmed Mekvî

Ahmed Mekvî hazretleri, Mâlikî fıkıh âlimidir. 334 (m. 936) yılında Endülüs’te (İspanya) İşbiliyye (Sevilla) şehrinde doğdu. 401 (m. 1010) yılında Kurtuba’da (Cordoba) vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce oğluna şunları vasiyet etti: 

Allahü teâlânın emrettiği, beğendiği iyi şeyleri yaparak onun merhametini kazanmaz isen, rahmetine kavuşamazsın. Bir âyet-i kerimede meâlen, (İnsan yalnız çalışmakla ve ibâdet yapmakla saadete kavuşur) buyuruldu. Bu âyet-i kerime, sonra başka âyet ile değiştirildi, diyen olursa; böyle söyleyen değişsin, yıkılsın. Eğer bu âyet değiştirildi dersen, diğer âyetlere ne diyeceksin? Bir âyet-i kerimede meâlen, (Allahın rahmetine kavuşmak isteyenler, emirlerini yapsınlar) buyuruldu. Bir âyet-i kerimede meâlen, (Dünyada yapılanların karşılıklarını göreceklerdir) ve bir âyet-i kerimede meâlen, (Îman edip, ibâdet yapanlar ve haramlardan kaçanlar, elbette Cennetlere girecek, nîmetlere kavuşacaklardır) ve bir âyet-i kerimede meâlen, (Cennet yalnız îman edip, ibâdet edenler içindir) ve bir âyet-i kerimede meâlen, (Allahü teâlâya ve Onun Peygamberlerine itaat edenler, âhirette Peygamberlere ve sıddîklara ve şehitlere ve sâlihlere verilen nîmetlere ortak olacaklardır) buyuruldu. 

Peygamberimiz hadis-i şerifte, (Müslümanlık beş şey üzerine kurulmuştur: Birincisi, Allahü teâlâya ve Muhammed aleyhisselâmın Onun Peygamberi olduğuna inanmak, ikincisi her gün beş vakit namaz kılmak, üçüncüsü, senede bir kere malının kırkta birini Müslüman fakirlere zekât olarak vermek, dördüncüsü, Ramazan-ı şerif ayında her gün oruç tutmak, beşincisi, Mekke-i mükerremeye giderek, ömründe bir kere hac etmek) buyurdu. 

İnanmakla ve söylemekle îman hâsıl oluyor, ibâdet etmekle kemâle gelip cilâlanıyor. Ehl-i sünnetin reîsi, dîn-i islâmın en büyük âlimi imam-ı a’zam Ebû Hanîfe [80-150 Bağdâd’da] vasiyetnâmesinde buyuruyor ki: “Îman, dil ile söylemek ve kalb ile inanmaktır.” 

Amelin lâzım olduğunu gösteren daha sayabildiğin kadar vesikalar vardır. Fakat ne yapayım ki sen uykudasın! Eğer bu sözümden, (Şu hâlde insanlar amelleri için Cennete girecek, Allahü teâlânın rahmetiyle, ihsâniyle girmeyecekmiş) dersen, sözlerimi anlamamış olursun. Demek istiyorum ki, insan Allahın lütfu, ihsânı ile Cennete girecektir. Fakat itaat ve ibâdet yaparak rahmete kavuşmaya hazırlanmaz ve lâyık olmazsa Allahın lütfu ve rahmeti ona gelmez... 

Toplam Görüntülenme: 866

Yayın tarihi: Pazartesi, 26 Kasım 2012

Bunları okudunuz mu?