Büyük müderris Ebû İshâk-ı Şîrâzî

Ebû İshâk-ı Şîrâzî hazretleri, meşhûr âlim ve velîlerdendir. 1003 (H.393) senesinde, İran’ın köylerinden biri olan Fîrûzâbâd’da doğdu ve orada büyüdü. İlk tahsiline Fîrûzâbâd’da başladı. Daha sonra Şiraz’da tahsiline devam etti. Ondan sonra ilim öğrenmek için önce Basra’ya gitti. Sonra, 1024 (H.415) senesinde, 22 yaşında iken Bağdât’a gelip ilim öğrendi...

“TEMYİZ REİSİ” OLMADI!..
Büyük Şâfiî âlimi ve Kâdı’l-kudât olan Ebû Abdullah Hüseyin bin Câfer bin Mâkûlâ, 1055 (H. 447) senesinde vefât edince, halîfe Kâim bi-emrillâh’ın görevlileri, Ebû İshâk-ı Şîrâzî’ye gidip, halîfenin kendisini Kâdı’l-kudât yâni “Temyiz Reisi” olarak tâyin etmek istediğini bildirdiklerinde râzı olmadı. Gelenler kabûle zorlamaya çalıştı. O, yine bu mesûliyeti ağır işten kaçındı. Gelenler, onun bu vazifeyi kabûl etmesine kadar ısrâr edilmesi husûsunda, halîfeden kat’î tâlimât almışlardı. Isrâr çok olunca, Ebû İshâk, halîfeye bir mektup yazarak; “Kendini helâk etmen, sana kâfî gelmedi mi? Hattâ kendinle berâber beni de mi helâk etmek istiyorsun?” dedi. Halîfe buna çok üzüldü ve “İşte âlimler böyle olmalıdır! Çok şükür, zamânımızda kendisine kâdılık vazîfesi verilebilecek ve bundan yüz çeviren birisi var. O, bunu istemedi ve biz de affettik” dedi.
Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan ve Melikşah’a vezirlik yapan Nizâm-ül-mülk, ilmi ve âlimleri çok severdi. Ebû İshâk’a da ayrı bir sevgisi vardı. Onun ders okutması için Bağdât’ta meşhur Nizâmiyye Medresesini inşâ ettirdi. Bu mübarek zat, vefâtına kadar bu medresede ders verip, ilme çok hizmet etti ve çok talebe yetiştirdi...

İTAATIN ŞEREFİ, İLMİN İZZETİ...
Ebû İshâk hazretleri, 1083 (H.476) senesinde Bağdât’ta Ebü’l-Muzaffer bin Reis-ür-Rüesâ’nın evinde vefât etti. Cenâzesini Ebü’l-Vefâ bin Ukayl el-Hanbelî yıkadı. Namazını Bâb-ül-Firdevs’te Ebü’l-Feth Muzaffer bin Reis-ür-Rüesâ kıldırdı. Bâb-ı İbrâz’da defnedildi. Vezir Tâc-ül-mülk, onun için bir türbe ve yanında bir medrese yaptırdı.
Ebû İshâk Şîrâzî vefât ettikten sonra rüyâda beyaz elbiseler içinde ve başında tac olduğu halde görüldü. “Bu beyaz elbiseler nedir?” diye sorulunca o; “Bunlar Allahü teâlânın emirlerine itâatın şerefi” dedi. “Bu tâc nedir?” diye sorulunca; “Bu da ilmin izzeti” dedi.

Toplam Görüntülenme: 1483

Yayın tarihi: Cumartesi, 09 Mayıs 2009

Bunları okudunuz mu?