Ebû Bekr bin Ebü'l-Feth

Ahmed bin Muhammed ed-Dineverî (Ebû Bekr bin Ebü’l-Feth) Bağdad’da yetişen Hanbelî âlimlerindendir. Hadîs ve fıkıh âlimidir. Zamanının fakîhleri arasında en büyüğü idi. Âlimler ile yaptığı münazaralarda hep üstün gelirdi. 532 (m. 1138) senesinde vefât etti.

ESHÂB-I KİRÂMIN ÜSTÜNLÜĞÜ...
Bu mübarek zat, derslerinde her zaman Eshâb-ı kiramın üstünlüğünden bahsederdi. Buyurdu ki:
“Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: (Eshâbımın hiçbirine dil uzatmayınız! Onların şânlarına yakışmayan bir şey söylemeyiniz! Nefsim yed-i kudretinde olan Allahü teâlâya yemin ederim ki, sizden biriniz Uhud Dağı kadar altın sadaka verse, Eshâbımdan birinin bir müd [bir avuç] arpası kadar sevâb alamaz.) Çünkü sadaka vermek ibâdettir, ibâdetlerin sevabı, niyetin temizliğine göredir. Bu hadîs-i şerîf, Eshâb-ı kiramın kalblerinin ne kadar temiz olduğunu göstermektedir.
“Eshâbımın her biri, gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız, Allahü teâlânın sevgisine kavuşursunuz.” Yani hangisinin sözü ile hareket ederseniz, doğru yolda yürürsünüz. Denizlerde, çöllerde yıldızlarla cihet bulunduğu, yol alındığı gibi, bunların sözleriyle hareket edenler, doğru yolda giderler.
“Eshâbıma dil uzatmakta, Allahtan korkunuz! Benden sonra onları kötü niyetlerinize hedef tutmayınız! Nefsinize uyup, kin bağlamayınız! Onları sevenler, beni sevdikleri için severler. Onları sevmeyenler, beni sevmedikleri için sevmezler. Onlara el ile, dil ile eziyet edenler, gücendirenler, Allahü teâlâya eziyet etmiş olurlar ki, bunun da muahezesi, ibret cezası gecikmez, verilir.”
“Beni gören veya beni görenleri gören bir Müslümanı Cehennem ateşi yakmaz.”

“DİREKLERİN YIKILMASI GİBİ!..”
İbn-i Cevzi şöyle anlatıyor: “Ahmed bin Muhammed’in yanında sâlih kimselerden bahsedildiği zaman, kalbi yumuşar, ağlar ve ‘Allahü teâlânın yanında, âlimlerin kadrü kıymeti çoktur. Rabbimin, beni de onlardan yapmasını niyaz ederim’ derdi.
Son nefesinde de bunları söyleyerek ruhunu teslim etti.
Ebü’l-Bekâ’ bin Taberzed diyor ki: “Ahmed bin Muhammed vefât ettiği gün, Kadı Ebû Bekr bin Abdülbâkî’nin yanında idim. Hemen bize haber verildi. Bunun üzerine o da “Lâ ilâhe illallah!.. Akranlarımızın ölümü, direklerin yıkılması gibidir” dedi.

Toplam Görüntülenme: 1305

Yayın tarihi: Salı, 05 Mayıs 2009

Bunları okudunuz mu?