Hâlid bin Saîd bin Âs

Hâlid bin Saîd (radıyallahü anh), Peygamber efendimizin insanları İslâm dînine dâvet ettiği ilk zamanlarda Müslüman oldu. Hanımı Ümeyye ve kardeşi Ömer onun teşvîki ile iman etti. Şiddetli bir İslâm düşmanı olan babası Ebû Uhayha, Müslümanlığı kabul ettiği için oğlu Hâlid’e çok eziyet etti. Onu evinin mahzenine hapsettirip günlerce aç ve susuz bıraktı. Bir fırsatını bulup kaçan Hâlid bin Saîd, Mekke’nin kenarında bir yere gizlenerek babasına görünmedi. Fakat dâimâ Peygamber efendimizle bulundu...

HABEŞİSTAN’A HİCRET ETTİ
Peygamber efendimizin emriyle diğer Müslümanlarla birlikte Habeşistan’a hicret etti. Birkaç sene orada kaldı. 628 (H. 7) senesinde Medîne-i münevvereye dönen Hâlid bin Saîd, Hayber’in Fethi, Umret-ül-kazâ, Mekke’nin Fethi, Huneyn Harbi, Taîf ve Tebük Seferlerine ve bâzı küçük seriyyelere katıldı. Fakat Habeşistan’da olduğu için Bedir ve Uhud harplerine katılamadı... 
Medîne-i münevvereye döndükten sonra, Peygamber efendimiz yazışma ve mektublaşma işlerini Hâlid bin Saîd hazretlerine verdi. Yabancı devlet başkanlarına yazılan mektuplardan bir kısmını, yapılan antlaşmaları o kaleme aldı. Peygamber efendimiz onu Yemene vâli tâyin etti. Peygamber efendimizin vefâtına kadar Yemen Vâliliği yapan Hâlid bin Saîd, hazret-i Ebû Bekr’in halîfeliği sırasında ortaya çıkan mürtetler, yâni dinden ayrılanlarla yapılan muhârebelere katıldı ve büyük başarılar gösterdi. İrtidad yâni dinden dönme hareketlerinin bastırılmasından sonra Şam taraflarına gönderilen İslâm ordusuna katıldı. 

“ŞEHİD OLMAYI ARZU EDERİZ!”
Şam şehrinin alınmasında ve Fihl muhârebesinde canını ortaya koyarak kahramanca çarpışan Hâlid bin Sa’îd, 635 yılında İslâm orduları ile birlikte Merc-i Safer denilen yere geldi. Ertesi gün, düşman üzerine saldırıya geçildi. Hâlid bin Sa’îd hemen ön saflara geçerek dövüşmeye başladı. Düşman askerinden birisi, kendisi ile teke tek dövüşmek için bir er istedi. Hâlid hemen oraya çıkıp “Senin yaşamayı arzu etmenden daha fazla, biz şehid olmayı arzu ederiz” diye haykırarak vuruşmaya başladı. Burada kendisi şehîd oldu.
Kocasının şehîd edildiğini gören bir günlük evli hanımı Ümmü Hakîm, hiç feryât ve figân etmeyerek, eline aldığı bir kılıçla düşman üzerine yürüdü. Kahramanca vuruşmaya başladı. Onun bu hâlini gören İslâm askerleri büyük bir şevk ve arzu ile saldırdı ve Bizanslıları kılıçtan geçirdiler...

Toplam Görüntülenme: 1491

Yayın tarihi: Pazar, 25 Nisan 2010

Bunları okudunuz mu?