İbn-i Teymiyye ve yolunda gidenler

Ziyâüddîn Halîl Cündî hazretleri hadîs, tasavvuf ve Mâlikî mezhebi fıkıh âlimidir. 776 (m. 1374)’de vefât etti. İbn-i Teymiyye ve yolunda gidenlere verdiği güzel cevapları ile meşhurdur. Bu cevaplarından birinde buyurdu ki:

İbni Teymiyye, ilk Müslümanların, Kur'an-ı kerime ve hadis-i şeriflere uyduklarını, sonradan gelen mezhep imamlarının, kendi görüşlerini de işe karıştırdıklarını söylüyor, Ehl-i sünnete çatıyordu. Hâlbuki, Ehl-i sünnet âlimleri, din bilgilerinde, hiçbir zaman nakilden ayrılmamışlardır. Kendi görüşlerine uymamışlardır. Hele İmam-ı Azam Ebû Hanîfe’nin kendi görüşünü nakilden aşağı tuttuğu, İslâm âlimlerinin söz birliği ile bildirilmektedir.
İbni Teymiyye, Ehl-i sünnet âlimlerine bu iftirâyı atarken, Kur'an-ı kerimi, kendi görüşüne göre tefsîr ediyordu. Böylece ilk Müslümanlardan kendisi ayrılmıştır. Bu hâli sözünde samîmî olmadığını göstermektedir. Ehl-i sünnet âlimlerinin, Kur'an-ı kerimi ve hadis-i şerifleri yanlış anladıklarını, Eshâb-ı kirâmın bile, çok yerde yanıldıklarını bildiriyordu. Allahın dînini, kendisinin düzelttiğini, Kur'an-ı kerimin doğru mânasını yalnız kendisinin anlamış olduğunu söylüyordu. Hadis-i şeriflerle övülmüş olan birinci ve ikinci asırların büyük müctehidlerini ve bunların mezheplerini dünyaya yayan İslâm âlimlerini beğenmiyordu. Bu yüzden, dinde söz sahibi olanlar birleşerek, bunun tuttuğu yolu incelediler. Sapık ve zararlı olduğu anlaşıldı. Babasından miras kalan müderrislik kürsüsü elinden alındı. Fakat o, yine rahat durmadı. Müşebbihe denilen bid'at fırkasının sözlerini ortaya çıkarıyor. Allahü teâlâya madde ve cisim diyordu. Yaratanı insan şeklinde sanıyordu. Bu bozuk inancına o kadar saplanmıştı ki, bir gün, Şâm Câmiinin minberinde, (Cenâb-ı Hak, gökten yere benim şimdi indiğim gibi iner) diyerek, minberden aşağı indiğini, İbni Battûta haber veriyor.
Dört mezhebin âlimleri, İbni Teymiyye'nin bu sözünü reddeden cevaplar yazarak, Müslümanların itikatlarının bozulmasını önlediler. 705 senesinde, Mısır Sultânı Nâsır’ın yanında toplanmış olan âlimler ve devlet adamları, böyle bozuk sözleri yaydığı için, onu Kâhire Kalesindeki kuyuya hapsettiler. Ehl-i sünnet âlimlerinin câiz görmedikleri yanlış fetvâlar verdiği için de, 720 senesinde Şâm’da hapsedildi. Peygamberlerin mezarları ile mukaddes makamların ziyâreti hakkındaki sözleri de ortalığı karıştırdı. Fitneye sebep oldu...

Toplam Görüntülenme: 1104

Yayın tarihi: Pazar, 27 Kasım 2016

Bunları okudunuz mu?