Çanakkale geçilmez... Cevat Paşanın rüyası

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 18 Mart 2009

Yine böyle bir Mart ayı... Çanakkale Savaşı bütün şiddetiyle devam etmektedir... Müstahkem Mevki Komutanı Cevat (Çobanlı) Paşa bir gece çok enteresan bir rüya görür. Rüyasında kulağında yankılanan ses şöyle demektedir: “... Deniz üzerine bak! Denize doğru nazar eden Cevat Paşa dalgalar arasında çiçeklerle bezenmiş pırıl pırıl “Kef” ve “Vav” harflerini görür. Heyecanla uyanan Cevat Paşa, rüyaya bir anlam veremez...

Devamını oku...

Muhammed Nasûhî Efendi

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 16 Mart 2009

Muhammed Nasûhî Efendi, 1647 (H.1057) senesinde doğdu ve 1718 (H.1130) senesinde İstanbul’da vefât etti. Kabri Üsküdar, Doğancılar’da Nasûhî Dergâhı bahçesindedir...

Devamını oku...

Ahi Evran ve Fatıma Bacı

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 16 Mart 2009

Dün bahsettiğimiz gibi, Ahî Evran, beş yıllık tutukluluk süresini bitirdikten sonra Denizli’ye gitti. Bir müddet sonra Sadreddîn-i Konevî hazretlerinin isteği üzerine, diğer ulemâ ile birlikte Konya’ya döndü. Konya’da bir müddet ikâmet edip, Müslümanları irşâd ile meşgûl oldu...

Devamını oku...

Esnaf teşkilatı ve Ahî Evrân

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 15 Mart 2009

Ahî Evrân (Mahmûd bin Ahmed) 567 (m. 1171) yılında, İran’da Batı Azerbaycan taraflarındaki Hoy kasabasında dünyâya geldi. Memleketine nisbetle “Hoyî” denildi. İmâm-ı Fahrüddîn Râzî’den çeşitli ilim dallarında ders, Ahmet Yesevî hazretlerinin talebelerinden de feyz aldı. Şihâbüddîn-i Sühreverdî hazretlerinin sohbetlerinde bulundu...

Devamını oku...

Magnisavîzâde Muhyiddîn Efendi

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 13 Mart 2009

Muhyiddîn Magnisavîzâde, zamanının âlimlerinden okudu ve Molla Hüsrev’in ders verdiği Ayasofya Medresesi’ne talebe oldu. Medresenin en üst bölümündeki odasında, geceler boyu kandilini yakar, ders çalışırdı ve çalışması sabah namazına kadar sürerdi...

Devamını oku...

Yemenli velî Hasan Sekkâf

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 13 Mart 2009

Hasan Sekkâf, tasavvuf büyüklerindendir. Yemen diyârında bulunan Terîm beldesinde yaşamıştır. Doğum târihi tesbit edilememiştir. 813 (m. 1410) senesinde vefât etti. Zamanındaki evliyânın büyüklerinden olan Hasan Sekkâf’ın baba ve dedeleri de kendisi gibi âlim ve evliyâ zâtlar idi...

Devamını oku...

Salevât okuyarak bu nimete kavuştum

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 12 Mart 2009

İmâm-ı Şiblî hazretleri şöyle bir hadise anlatır:
Komşularımdan birisi vefât etmişti. Rü’yâmda onu gördüm. Allahü teâlânın ona nasıl muâmele ettiğini sordum. Bana şöyle dedi: “Ey Şiblî! Başıma çok korkulu işler geldi. Hesaba çekilip suâl sorulurken çok sıkıntı çektim. Kendi kendime; bu sıkıntı ve musîbet bana nereden geldi? Hâlbuki ben, Müslüman olarak rûhumu teslim ettim diye düşünürken, bana şöyle dendi:

Devamını oku...

Büyük müderris Behâüddîn Lütfullah

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 10 Mart 2009

İslâm âlimlerinden ve evliyânın büyüklerindendir. Hâcı Bayram-ı Velî hazretlerinin önde gelen talebelerinden ve halîfelerinden olan Lütfullah Efendi’nin oğludur. Doğum târihi kaynaklarda bulunamamıştır. 895 (m. 1490) senesinde Edirne’de vefât etti...

Devamını oku...

Bursadan İstanbula Seyyid Velâyet

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 10 Mart 2009

Seyyid Velâyet bin Seyyid İshak 855 (m. 1451) senesinde Bursa’ya bağlı Kırmasti kasabasında doğdu. 929 (m. 1522) senesinde İstanbul’da vefât etti. Zamanının âlimlerinden, aklî ve naklî ilimleri tahsil eden Seyyid Velâyet, hadîs ilmini Molla Gürânî’den okudu. Âşıkpaşa evlâdından Şeyh Ahmed hazretlerine talebe oldu. Onun hizmetinde bulunup feyz aldı ve yüksek ma’nevî derecelere kavuştu.

Devamını oku...

Hindistan velîlerinden Emânullah Pâni-püti

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 09 Mart 2009

Emânullah Pâni-püti, Şeyh Hasen’in ve Muhammed Mevdûd Lârî’nin talebesidir. Tasavvufta Kâdiriyye yoluna bağlı idi. Bilhassa tasavvuf yoluna âit yüksek hakîkatleri, ince sırları açıklayıp beyan etmekte çok üstün idi. Zâhirî ve bâtınî ilimlerde derin âlim idi. İfâde ve iknâ kabiliyeti o derece idi ki, sohbetinde tasavvufa âit ma’rifetleri açıklamaya, izâh etmeye başladığı zaman, en inatçı kimse bile iknâ olur kabûl ederdi.

Devamını oku...