Kâ'b bin Eşref
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 13 Mayıs 2006
Şair Kâ’b bin Eşref, Mekke’ye giderek müşrikleri Müslümanlara karşı tahrik eder Bedir’de öldürülen müşrikler için mersiyeler düzerek onların intikam ve düşmanlık hislerini kabartmaya çalışırdı. Medine’de ise, Müslümanların kızlarına ve hanımlarına dil uzatacak kadar küstahlık ederdi. Bu bakımdan Resûl-i Ekrem bu menhus adamın şiirleri üzerinde fazlasıyla duruyor, önüne geçmek için çareler arıyordu. Bu adamın mutlaka yok edilmesi gerekiyordu!..
"Somuncu Baba" Hâmid-i Aksarâyî
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 12 Mayıs 2006
Somuncu Baba’nın asıl ismi Hâmid, babasının ismi ise Şemseddîn Mûsâ’dır... İlk tahsîlini babasından aldı. Babasının vefâtından sonra Şam’a giderek, Hankâh-ı Bâyezîdiyye’de ilim öğrendi. Tasavvuf yoluna girdi. Orada pekçok velînin sohbetlerine katıldı. Burada Üveysî olarak, mânevî yol ile Bâyezîd-i Bistâmî’den feyz aldı.
Abdürrahîm Müeyyedî
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 11 Mayıs 2006
Hacı Çelebi, her türlü güzel ahlâkı kendinde toplamış, ilim ve ameli kendisinde birleştirmiş bir zât idi. Tasavvuf bilgilerini, dînî ilimleri ve zamânının fen bilgilerini çok iyi bilirdi. Hüsn-i hat sanatında da çok ustaydı. Yüksek hâller ve mânevî makamlar sâhibiydi. Abdürrahîm Müeyyedî hazretleri vefatından hemen önce şunları vasiyet etti:
Zekeriyyâ "Aleyhisselam"
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 10 Mayıs 2006
Zekeriyyâ aleyhisselâm, Mûsâ aleyhisselâmın getirdiği dinin emir ve yasaklarını insanlara tebliğ etti. Marangozluk yapar elinin emeğiyle geçinirdi. İmrân bin Mâsân isminde bir tanıdığının kızı olan Elisa ile evlendi. Elisa ile hazret-i Meryem kardeş olup babaları İmran idi. İmrân önce Elisa’nın annesi ile sonra bunun başka erkekten olan kızı Hunne ile evlenmişti. Hazret-i Meryem’in annesi olan Hunne; “Cenâb-ı Hak bana bir oğul ihsân ederse Beyt-ül-Makdis’e hizmetçi yapacağım” diye adakta bulundu. Kızı oldu ve adını Meryem koydu...
Ebu Cehil
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 09 Mayıs 2006
Bedir Harbinden sonra Eshabı kiram ile müşrikleri takipten karargâha dönen Sevgili Peygamberimiz, sual buyurdular: - Ebu Cehil’den bir haber var mı? Ölü mü, yaralı mı, kaçtı mı?
Muaz radıyallahü anh:
- Ebu Cehil’i merhum kardeşim Muavvez ile birlikte öldürdük ya Resulallah...
Ensar’dan Abdullah ibni Mes’ud, söz aldı:
- Ya Resulallah müsaade ederseniz meydanı bir gezeyim, ölü veya yaralı olup olmadığını şimdi öğreniriz.
Efendimiz izin verdiler.
Gül Baba
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 08 Mayıs 2006
Sultan İkinci Bayezid Han, dinlenmek için gittiği avdan dönüyordu. Bir an önce saraya varmayı düşünürken atını durdurdu, havayı kokladı ve derin derin nefes alıp ferahladıktan sonra sordu:
- Bu güzel kokular da nereden gelir böyle?
Vezirlerinden biri cevap verdi:
- Devletlü Padişahım! İstanbul kuşatmasına katılan gazilerimizden tabiat âşığı biri vardır ki, ona Gül Baba derler. Ak sakallı, nur yüzlü bir ihtiyardır. Şu yamaçları güllerle ve dahi türlü çiçeklerle donattı. Bu hoş kokular O’nun bahçesinden gelmektedir.
- Merhum babamın bu gazi askerini ziyaret etmek isterim!
Muhammed Bedahşî
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 07 Mayıs 2006
Yavuz Sultan Selîm Han’ın musahibi (sohbet arkadaşı) Hasan Can anlatır: “Mısır’ın fetholunduğu günlerdi. Bir sabah, Selîm Han bana şöyle buyurdu:
-Bu gece rüyâmda Muhammed Bedahşî’yi gördüm. Bir yolculuğa çıkacağını söyleyip bizimle vedâlaştı...
Ben hemen rüyâyı tabire giriştim ve;
-Sultanım, velîlerin görünüşte çıkacakları yolculuk, âhiret seferi olmak gerektir. Eğer vefât etmemiş ise, yakında vefât edeceklerine işârettir, dedim.
İbn-i Batuta
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 06 Mayıs 2006
İbn-i Batuta, meşhur seyyah ve aynı zamanda Maliki mezhebi fıkıh âlimidir. Fas’ın Tanca şehrinde 1303 (H.703) senesinde dünyaya geldi. Yirmi iki yaşına kadar kendi memleketinde ilim tahsil etti. Daha sonra seyahatlere çıkarak yirmidokuz sene boyunca dünyanın birçok memleketini gezdi. İlk olarak hacca gitmek niyetiyle Fas’tan ayrıldı. Yol boyunca Cezayir, Tunus, Trablusgarb, Mısır ve Hicaz’ı gezerek inceledi. Hacdan sonra Asya seyahatine başladı ve Suriye, Anadolu, Irak, İran, Türkistan, Orta Asya, Çin, Sumatra, Hindistan’ı gezip memleketine döndü...
Züfer bin Hüzeyl "İmâm-ı Züfer"
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 04 Mayıs 2006
Züfer bin Hüzeyl hazretleri, aslen İsfahanlı olmasına rağmen Basra’da yaşadı ve orada ilim tahsîl etti. Önce zamânının âlimlerinden hadîs ilmini öğrendi. Sonra Kûfe’ye gidip İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin derslerine devâm etti. Ondan fıkıh ilmini tahsîl ederek zamânının meşhûr fakîhlerinden oldu. İmâm-ı A’zam; “Talebelerimin en mükemmelidir” buyurarak, onu medhetti. İctihâd derecesine yükselip İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin koyduğu usûl ve kâidelere göre ictihâdda bulundu.
Seyyid Ahmed-i Buhârî
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 03 Mayıs 2006
Seyyid Ahmed-i Buhârî, küçük yaşta Hâce Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerine talebe oldu. Onun hasta kalplere şifâ veren sözleriyle yetişti. Hizmetiyle şereflenip, teveccühlerine kavuştu. Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri onu çok severdi. Nerede görse ayağa kalkar, tâzim ve ikramda bulunurdu. Seyyid Ahmed, hocasının bu iltifâtlarına çok mahcub olurdu. Bir gün hocasına;
-Muhterem efendim! Bu fakir için gösterdiğiniz hürmet bizi çok üzmektedir, deyince, Ubeydullah-ı Ahrâr ona;
-Size nasıl hürmet etmeyelim ki? Sizi gördüğümüz zaman iki büyüğün azametini müşâhede etmekteyiz. Biri; sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın neslindensiniz. Diğeri de; Hâce Mahmûd İncirfagnevî ceddinizdir, buyurdu...