Yûsuf Ayyâd

Yûsuf Ayyâd hazretleri, Kırâat, hadîs ve Mâlikî mezhebi fıkıh âlimidir. 505 (m. 1111) yılında, Endülüs’te (İspanya) Rey (Raiyo) isimli beldede doğdu. Belensiye’de (Valencia) yerleşti. 575 (m. 1180) yılında şehîd edildi... 

Yûsuf Ayyâd hazretleri, vefatından kısa bir zaman evvel buyurdu ki: 

Allahü teâlânın veli kulları, karanlıklarda etrâfı aydınlatan ve doğru yolu gösteren kılavuzlardır. Abdullah bin Ömer bin Hattâb (radıyallahü anh) anlatıyor. Hazreti Ömer; Muâz bin Cebel’in (radıyallahü anhüma) yanına uğramıştı. Onu ağlar buldu. “Yâ Muâz, seni ağlatan nedir?” diye sordu. O da şöyle cevap verdi: 

-Resûlullahtan (sallallahü aleyhi ve sellem) duydum: (Allahü teâlânın en çok sevdiği kullar, müttekî ve gizli kalmış olanlarıdır. Bunlar, ortada görünmedikleri zaman aranmazlar. Herkes onu gördüğü zaman da, onun kim olduğunu tanımazlar. Onlar, insanlara doğru yolu gösteren rehberler ve ilim kandilleridir) buyurdu... 

Iyâd bin Ganem’in bildirdiği bir hadîs-i şerîfte, Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: (Ümmetim içerisinde birtakım seçilmiş kimseler vardır ki, zâhiren Allahü teâlânın rahmetinin genişliğinden dolayı gülerler. Fakat, azâbının şiddetli olduğunu bildikleri için de içlerinden ağlarlar. Onlar, dâima Allahü teâlâyı anarlar. Allahü teâlâya ümîd ederek ve korkarak yalvarırlar. Onlar, insanlara ağır yük olmazlar. Fakat, kendi nefslerine fazla yük olurlar. Yeryüzünde kibirlenmeden vekarla yürürler. Onlarda ibâdetlerin izi belli olur. Onların bedenleri yerdedir, fakat gözleri semâdadır. Ayakları yerde, kalbleri semâdadır. Rûhları dünyada, akılları âhırettedir. Onların kabirleri dünyâda, makamları Rablerinin nezdindedir. Onlar, Allahü teâlâya karşı kulluk vazîfelerini, geciktirmeden, zamanında yaparlar. Bu vazîfeleri, eksiksiz yapmaya çalışırlar.) 

ALLAHÜ TEALANIN HAS KULLARI 

Câbir bin Abdullah’ın (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerîfte Peygamber efendimiz: “Allahü teâlânın bazı hâs kulları vardır ki, onlara Cennetinde yüksek makamlar verir. Onlar, insanların en akıllılarıdır” buyurdu. Biz, “Yâ Resûlallah! Onlar insanların en akıllıları nasıl oldular?” diye sorduk. “Onlar, Allahü teâlânın râzı olduğu şeylere koşuşurlar. Dünyânın fuzûli işlerine ve dünyâ malına ve onun çeşit çeşit ni’metlerine rağbet etmezler. Bunlar, onlar için kıymetsizdir. Onlar, az olana sabrederler. Uzun bir rahata kavuşurlar” buyurdular. 

Toplam Görüntülenme: 693

Yayın tarihi: Salı, 24 Temmuz 2012

Bunları okudunuz mu?