ben Onun Ilmine Hürmet Ettim...
"BÖYLE DAVRANMAKLA EMROLUNDUK"Bunu gören Zeyd "radıyallahü teâlâ anh", "Ey Resûlullahın amcazâdesi, üzengiyi bırak!" dedi. İbni Abbâs hazretleri, "Biz âlimlere bu şekilde muamele ile emrolunduk" dedi. Bunun üzerine Zeyd, İbni Abbâs'ın elini öpüp "Biz de, Resûlullah "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" Efendimizin Ehl-i beytine hürmet etmekle emrolunduk" diye mukabelede bulundu."
Hazret-i Ali'nin "radıyallahü teâlâ anh" "Bana ilimden bir harf öğretenin kölesiyim" buyurması, âlime hürmetin ehemmiyetini göstermektedir. (Bir harften maksat, ilimden bir mes'eledir.)
İmâm-ı a'zâm Ebû Hanife hazretleri, hocasının evi tarafına ayağını uzatmazdı. Halbuki, aralarında yedi sokak uzaklık vardı...
Horasan emirlerinden İsmail bin Ahmed'in huzuruna, fıkıh ilmine sahip âlim bir zat gelir. Bir ihtiyacı için gelen bu zata ayağa kalkıp çok hürmet eden Emir İsmail, onun ihtiyacını yerine getirir. O âlim gittikten sonra, Emir İsmail'in yanında bulunan kardeşi;
- Ne yaptın be birader. Beyliğin şanını yere düşürdün. Kendi emri altında bulunan bir kimse karşısında ayağa kalkmak, bir hükümdar için layık mıdır? dedi... Âlimlere saygısızlık ifade eden bu kelimeler onun son sözleri oldu. Emir İsmail kardeşine şöyle cevap verdi:
- Ben onun ilmine hürmet ettim, âlimlere hürmet vaciptir.
YÜZ YIL SÜREN SALTANAT...
O âlime böyle hürmet eden Emir İsmail o gece Resûlullah Efendimizi rüyasında gördü. Resûlullah Efendimiz buyurdular ki:
- Ey Emir İsmail, ilim sahibine hürmet ettiğin için Cenabı Hak beylik şanını senin evlatlarından 100 sene daha kaldırmayacaktır. Kardeşin de senin bu haline karşı geldiği için, onun evlatlarına emirlik nasip olmayacaktır.
Uyanınca bu rüyayı yakınlarına anlattı. Rüyanın görüldüğü tarih yazıldı. Rüya aynen tahakkuk etti. Emir İsmail'in evlatlarına 100 sene saltanat nasip oldu. Kardeşine anlatmak için yanına çağırdı, fakat odasına girdiklerinde onun ölmüş olduğunu gördüler. Evlatlarına da emirlik nasip olmadı...