“ibn-i Acîl” Ahmed Bin Mûsâ
Herkes ondan dua alırdıBu mübarek zat, önce amcası Fakih İbrâhim'den, sonra başka âlimlerden ilim ve edeb öğrendi. Fıkıh, hadis, nahiv, gramer ferâiz (mirâs bilgileri) ilimleri yanında tasavvuf kalb bilgilerinde de yükselip evliyânın büyükleri arasına girdi. Zamânının büyükleri onu peygamberler içinde Yahyâ aleyhisselâma benzetmişlerdir.
Ahmed bin Mûsâ hazretleri insanlardan çok hürmet ve itibâr gördü. Devlet adamları gelir ziyâret eder meselelerini sorup duâsını alırlardı. Lâkin o makam sâhiplerinin yanına gitmez mühim bir iş çıkınca mektup yazarak, yapacakları işleri bildirir, hayırlı ve doğru işlere teşvik ederdi.
İbn-i Acil hazretleri her sene hacca giderdi. Hac yolculuğunda, hiçbir eşkıyâ ve düşman, kendisinin bulunduğu kâfileye hücûm edip zarar vermezdi. Eğer zarar vermek istese, cezâlarını çok çabuk görürlerdi.
Dünyâya hiç rağbet etmedi...
Bu mübarek zat ömrü boyunca dünyâ malına hiç rağbet etmedi. İbâdetle meşgûl olur, bunun yanında ilim öğretip talebe yetiştirmekten geri durmazdı. Vefâtına kadar bu hâl üzere yaşadı. Vefâtından az önce öğle namazını ayakta kıldı. Sevdiklerinden bâzılarına âhirette şefâat edeceğine dâir bir şeyler yazmak için kâğıt-kalem istedi. İstedikleri getirildiğinde Besmeleyi yazdı. Sonra Kelime-i şehâdet getirip son nefesi "Allah" oldu. Ahmed bin Mûsâ hazretleri gasl edileceği sırada her tarafı kaplayan bir nûr görüldü.
Ahmed bin Mûsâ hazretlerinin yedi oğlu vardı. Bunlar; Muhammed, İbrâhim, Mûsâ, Ebû Bekr, İsmâil, Îsâ ve Yahyâ olup hepsi sâlih kimselerdi. Hepsi Allahü teâlâya ibâdetle meşgûl olup, insanlara faydalı olmaya çalıştılar...