İbrâhim Bin Şehriyâr Hemedânî
HOCASI, HİNDİSTAN'A GÖNDERDİ...Hocası bir müddet sonra onu, Hindistan'ın Multan şehrinde halifelerinden Şeyh Behâeddin Zekeriyyâ-i Multâni'ye gönderdi. Oradan Hicaz taraflarına gitti. Dönüşünde Anadolu'ya uğradı. Konya'da Sadreddin-i Konevi ile sohbet edip, ilminden istifâde etti. Bir müddet Tokat'ta, Muinüddin Süleymân'ın yaptırdığı dergâhta tâliplerini yetiştirmekle meşgûl oldu. Muinüddin Süleymân'ın vefâtından sonra Mısır'a, daha sonra da Şam'a gitti. 1289 (H.688) yılında orada vefât etti. Muhyiddin-i Arabi hazretlerinin türbesinde defnedildi.
İbrâhim bin Şehriyâr hazretleri buyurdu ki:
"Ümmetlerin her biri, Rahmânın yolu üzerine oturmuş kötü âlimler yüzünden helâk olurlar. Onlar habis amelleri ile Allahü teâlânın yolunu kesmiş, insanlara engel olmuş olurlar."
"Kulun amelini güzelce edâ etmesi kadar şeytanın belini kıran bir şey yoktur. Kul, kırk yaşına bastığı zaman bütün isyân ve günahlardan tövbe etmezse, şeytan onun alnını sığar durur ve; 'Felah ve kurtuluştan uzak kalan bir yüze feda olayım' der."
"Sakın şüpheli bir şeyle Mekke yoluna koyulayım demeyiniz. Biliniz ki haram ve şüpheli şeylerden bir dirhemin altıda biri kadar bir hakkı sâhibine iâde etmek, içinde şüpheli kazanç bulunan malla yapılacak beş yüz nâfile hacdan Allah yanında daha kıymetlidir."
İBLİS'İN ÜÇ TUZAĞI!..
Bu mübarek zat, bir gün sevdiklerine şu hikmetli sözleri söyledi:
"Azarlaması çok olanın arkadaşı az olur. Kim fâcir, zâlim kimseye yardım ederse, onu günahlara karşı kamçılamış olur. Kim alçak kişiden meded umarsa, kendisine ihânet etmiş olur. Kim ilmiyle âmil olmayandan ilim öğrenmek isterse, câhilliğini arttırmış olur. Kim ahmak adama ilim öğretmeye çalışırsa, şüphesiz ömrünü faydasız bir şeyle geçirmiş olur. Kim nanköre iyilik ederse, nimeti zâyi etmiş olur."
İbrâhim bin Şehriyâr hazretleri, vefat etmeden bir müddet önce buyurdu ki:
"İblis, üç şeyden biri ile âdemoğlunu tuzağına düşürür. Birincisi kendini beğenmesi, ikincisi amelini gözünde büyütmesi, üçüncüsü günahlarını unutmasıdır."