Garip Ali Ve Padişahın Kızı

Garip Ali Ve Padişahın Kızı
ISSIZ MAĞARA GÜNLERİ...
Ali Heyti hazretleri, Garip Ali'yi bir dağın tepesindeki mağaraya götürdü. Issız bir yerdi orası. Ona şu tembihte bulundu:
-Şu kayanın üstüne otur ve kim gelirse gelsin, ne olursa olsun kesinlikle umursamadan sadece "Allah" de!
Garip Ali söylenene uydu: "Allah, Allah, Allah..." demeye başladı...
Haftada bir Ali Heyti hazretleri ona yemek getiriyordu. Ali, Ali Heyti hazretlerini her gördüğünde;
-Hani, nerede? Padişahın kızı ne oldu, niye gelmedi? diye soruyor; her defasında "Sabret, sen sadece Allah de!" cevabını alıyordu...
Ali'nin namı şehre yayılmaya başladı, civardan geçen kervanların haber vermesiyle Garip Ali, "Memleketin uzağından gelmiş, ıssız bir mağaraya sığınmış bir büyük Allah dostu, hiç durmadan Allah diyen bir veli" olarak şehirde anılmaya başlanıldı. Öyle ki, onun hakkında, nice kerametleri söylendi, nice kişiler onun nefesinin tesirinden bahsetmeye başladılar...
Bu arada Ali Heyti hazretleri yine âdeti üzere Ali'nin yanına haftada bir uğruyor, yemek götürüyor ve ona "Az kaldı, bekle, Allah de" diyordu...

GÜNLERDEN BİR GÜN...
Günlerden bir gün, Padişahın kızı hastalandı. Memleketin bütün tabibleri çaresiz kaldılar hastalık karşısında... Dediler ki Padişaha:
-Efendim zamanımızın büyüklerinden Allah dostu bir Ali Heyti hazretleri var, bir de ona soralım; bu hastalık karşısında biz nâçar kaldık...
Padişah, o mübarek zatı davet etti huzuruna. Meramını anlattı...
Ali Heyti hazretleri, Padişaha nasıl bir yol gösterecekti acaba?!. Yarını bekleyelim...

El Helâl Kârda, Gönül Ise Hakîkî Yârdadır

Vehbi Tülek

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek