kim Kavuşmak Isterse...
MÜNÂKAŞA VE MÜNÂZARA...Ebû Bekr bin Ebi Sa'dân, kimseyle münâkaşa etmeye izin vermezdi. Herkesi münâkaşadan meneder, ancak nasihat için bir başkasına söz söylemeye izin verirdi. Buyurdu ki:
"Bir kimse, Allahü teâlâdan gâfil olduğu hâlde, münâzara etmek için oturursa, onun için üç ayıp vukû bulur. Birincisi; münâzara ettiği kimseye cidâl ve bağırıp çağırmaktır ki, o kişi bundan menedilmiştir. İkincisi; halka karşı kendini üstün görmek sevgisi ki, o kişi bundan menedilmiştir. Üçüncüsü; münâzara ettiği kimseye gadap, öfke ve kindir ki, o kimse bundan menedilmiştir. Allahü teâlâ bunları haram kılmıştır."
"Ruhlar, nurdan yaratıldı ve karanlık heykellere, yâni bedenlerde yerleştirildi. Ruh kuvvetli olursa, akıl ile hemcins olur ve ona Allahü teâlânın nurları yağmaya başlar. Nefsin zulmeti gider. Böylece nefs, akıl ve rûhun nurlarıyla rûhâni bir varlık olur ve nefs, rûh ile berâber aklın emrine, yoluna girer. Ruhlar ise gelmiş oldukları gayb hazinelerine dönerler ve kaderin akışını öğrenirler. Ruh, kaderden cereyân eden şeylere muttali olup, öğrenince, kazâ ve kaderden gelen her şeye râzı olur. İşte bu, rûhun hâllerinin latifelerinden birisidir."
"Allahü teâlâdan ümid ettiği şeyler üzerine sabreden, O'nun fadl ve ihsânından ümid kesmez. Kim bir şeyi kulağı ile dinlerse, o dinlediğini başkalarına anlatır. Kim kalbi ile dinlerse, onu anlar ve kabûl eder. Kim işitip, öğrendiği ile amel ederse, hidâyet bulur ve başkalarının hidâyete kavuşmasına sebep olur."
ÎTİKÂDDAKİ BİD'ATİN ZULMETİ!..
Ebû Bekr bin Ebi Sa'dân, Allahü teâlânın rızâsına ve sevgisine kavuşmak için; haramlardan, günahlardan ve bid'atlerden mutlaka sakınmak lâzım olduğunu beyân etmiştir. Çünkü amelde ve itikâddaki bid'atin zulmeti, kalbe envâr-ı ilâhinin, Allahü teâlâdan gelen nurların girmesine mâni olur. Buyurmuştur ki: "Kim, Allahü teâlâya kavuşmak isterse, bid'atten, dalâletten, isyândan ve gafletten uzak dursun."
Dünyâda, Allahü teâlâdan başka her şeyi maksad ve arzu etmekten uzaklaşmış olan Ebû Bekr bin Ebi Sa'dân, herkese de Allahü teâlâdan başka her şeyden uzaklaşmayı tavsiye ederdi. Vefatından bir müddet önce buyurdu ki: "Nefsten gelen arzu ve maksatları bırakmak, Allahü teâlâya kavuşmaya sebeptir."