İlim Taleb Etmek!..

İlim Taleb Etmek!..
ÎMÂNI KORUMAK İÇİN...
Abdullah-ı İsfehâni, Mısır'a giderek Ebü'l-Abbâs-ı Mürsi hazretlerinin sohbet ve hizmeti ile şereflenerek, tasavvufta yetişti. Hocasının vefâtından sonra oralarda duramayıp, Mekke-i mükerremeye giderek orada yerleşti ve vefâtına kadar orada ikâmet etti...
Abdullah-ı İsfehâni hazretleri, vefatına yakın kendisinden nasihat isteyenlere buyurdu ki:
"İlmi, ibâdete zarar gelmemesi için taleb ediniz. İbâdeti de, ilme zarar gelmemesi için isteyiniz. Kulun hakkı, ancak bu ikisiyle meşgûl olmasıdır. Akıllı kimse, imânını korumak için, Allahü teâlânın emir ve yasaklarında gevşeklik göstermez ve sâlih amellerde kusûr etmez. Allahü teâlânın, mü'minlerin kalblerine verdiği imân, tabiat ve hevâ zulmetiyle perdelenmiştir. Bunun açılması için perdeleri ortadan kaldıracak şeye ihtiyaç vardır. Allahü teâlâ, sâlih amellerle imânı kuvvetlendirmek için, emir ve yasak, va'd ve vaidlerde bulunmuştur. Kökü, yakin toprağında bitmeyen, dalları amellerle meydana gelmeyen her imân, Azrail aleyhisselâm can almaya geldiği zamandaki şiddetli korkular karşısında sâbit kalamaz. Böyle kişinin, sonunda imânsız ölmesinden korkulur. Bu da ancak son nefeste ve ölüm korkuları zuhûr ettiği zaman belli olan bir durumdur. Bu hâl meydana geldiğinde, çok az insan imânında sebât eder. Onun için akıllı kimsenin, sâlih amellerin faydasına kavuşması, Ehl-i sünnet itikâdında olması lâzımdır. Güzel ahlâk sâhibi olmalıdır. Farzlar, sünnetleri ile birlikte yapılmalıdır. Farzların yardımcısı ve tamamlayıcısı, sünnetlerdir. Kim Kitâb ve sünnet ilmiyle, Selef-i sâlihin ve Ehl-i sünnet yoluna göre itikâdını düzeltmezse, çalışmaları zâyi olur. Gayreti boşa gider...

İLM-İ HÂL BİLGİSİ...
Bir iş, ancak emrolunduğu şekilde yapılırsa, ibâdet olur. Bu da ancak ilimle bilinir. Peygamber efendimiz; (İlim öğrenmek, her kadın ve erkek Müslümana farzdır) buyurdu. Bu, sâhibinin imânını, tevhidini, amelini sahih kılan, mutlaka bilmesi lâzım olan ilim, ilm-i hâl bilgisidir. İnsanı tevhide ulaştırmayan her ilim bâtıldır."

Şükür, Nimeti Değil, Onu Vereni Görmektir

Vehbi Tülek

Dünyâ Için, Dünyâda Kalacağın Kadar Çalış!

Vehbi Tülek

Resûlullah Efendimiz Eshâbı Ile Şakalaşırdı

Vehbi Tülek

Nil'in Suları Azalmış Ve Kıtlık Başlamıştı

Vehbi Tülek

Müftülük Görevini Kabul Etmeyen Zat!

Vehbi Tülek