mala Mülke Olma Mağrur!..
"UZUN YILLAR HİZMET EDECEK"Hazreti Mevlânâ, bir gün oğullarından Sultan Veled'i sağ tarafına, Alâeddin Muhammed'i sol tarafına almış oturuyordu. Bu sırada yeşil elbiseli nûr yüzlü iki kişi gelip, selâm verdiler. Mevlânâ'dan izin alarak, Sultan Veled'i alıp götürdüler. Bir saatten sonra, tekrar gelip Sultan Veled'i teslim ettiler ve; "Bu güzel yavrunuz, neslinizi devâm ettirecektir. Dünyâda pekçok kimselerin hidâyete gelmesine, doğru yola kavuşmasına sebeb olacak, din-i İslâma uzun yıllar hizmet edecektir" deyip, ayrıldılar.
Hazreti Mevlânâ, Sultan Veled'e küçük yaşından itibâren ilim öğretmeye başladı. Onu zâhiri ve bâtıni ilimlerde yetiştirdi. Tasavvuf yolunda mârifet, Allahü teâlânın zâtı ve sıfatlarına âit bilgiler sâhibi eyledi. Sultan Veled gençliğinde, her ilimde pek yüksek derecelere kavuştu. Bununla ilgili olarak Hazreti Mevlânâ, oğluna buyurdu ki: "Ey oğlum Sultan Veled! Benim dünyâya gelmemin sebebi, senin dünyâya gelmen içindir. Kalbim mârifetler, Allahü teâlânın zâtı ve sıfatlarıyla ilgili bilgilerle doludur. Bu bilgilerin cümlesini sana öğretmekle vazifeliyim..."
"HÂLÂ YİĞİTLİK TASLIYOR!"
Sultan Veled zamânında, zâlim bir kimse vardı. Malı, mülkü ve akrabâlarının çok olmasından istifâde ederek, bâzı kimselere eziyet ederdi. Bunu Sultan Veled'e şikâyet eylediler. Sultan Veled onu huzûruna çağırıp nasihat ettiğinde, kaba sözlerle itirâz etti. Onun bu kaba sözlerine sükût eden Sultan Veled hazretleri, o çıkınca; "Bunun bir hafta ömrü kaldığı hâlde, hâlâ yiğitlik taslayıp sıhhatine güveniyor" buyurdu. O zalim adam dergâhtan çıkıp evine giderken, nereden geldiği belli olmayan bir ok, göğsüne saplandı. Bir hafta sonra da öldü.
Ne demişler:
Mala mülke olma mağrur, deme var mı ben gibi?
Bir muhâlif yel eser, savurur harman gibi!