ölmeden Önce Gelen Zamanında Gelmiştir!
"Dünyâ bir konak yeridir!..""Şüphesiz ki dünyâ, geçip gidilecek bir konaktır. Ebedi kalacak yer değildir. Dünyâda zenginlik ona dalmamaktır. Üzerinde yaşayanlar her an birer birer ölmektedir. Onu üstün tutan zillete, toplayan fakirliğe düşer. Dünyâ zehir gibidir. Onu bilmeyen yer, o da onu helâk eder (öldürür).
Dünyâda, yaralı olup da yarasını tedâvi ile uğraşan kimse gibi ol. Yaralı kimse yarasının azmasından korkarak perhiz yapar, daha şiddetli acıya düşmemek için çektiği acıya sabreder. Tuzakları süsler altında gizlenmiş olan şu gaflet dünyâsından sakın. Ona dalma! Bitmeyen arzularla gönüller çeken sözlerle süslenmiş, nicelerini aldatıp, kendine meftun etmiştir. Süslenmiş gelin gibidir. Gözler ona bakmakta, kalbler ona hayran, nefsler ona âşık, o ise âşıklarını helâk ediyor. Yaşayanlar ölenlerden, sonrakiler öncekilerden ibret almıyor. Ârif olanlar bile bu hususta dalgındır. Ona düşkün olan, ondan dünyâlık elde eder. Fakat aşırı giden aldanır, âhirete gideceğini, dönüşünü unutur. Kalbi dünyâya dalar ve ayağı kayar. Sonra da büyük bir pişmanlığa ve derin bir hasrete düşer..."
"Biraz geç olmadı mı?"
Hasan-ı Basri hazretlerine 90'lık bir ihtiyar gelir. "Ben tövbe edip doğru yola girmek istiyorum" der. O mübarek zât da latife yapmak ister;
-Beybaba, biraz geç olmadı mı? der.
İhtiyar da şöyle cevap verir:
-Neresi geç ki, ölmeden geldim ya.
O zaman Hasan-ı Basri hazretleri;
-Doğru söylediniz, ölmeden önce gelen, zamanında gelmiş olur, buyurur.
Bu sözleri söyleyen ihtiyar, biraz sonra Kelime-i şehadeti söyler ve çok geçmeden de vefat eder...