Abdülazîz Bin Delf
"Din kardeşlerine karşı güler yüzlü olmak, ona iyi şeyleri öğretmek, kötülük yapmasını önlemek, yabancı kimselere aradığı yeri göstermek, sokakları; taş, diken, kemik ve benzerleri gibi çirkin, pis ve zararlı şeyleri temizlemek, başkalarına su vermek hep sadakadır."
Resûlullah "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hazretleri "Cennette öyle köşkler vardır ki, içinde bulunan kimse, her dilediği yeri görür ve dilediği her yere kendini gösterir" buyurdular. Ebû Mâlik-il-Eş' ari: "Böyle köşkler kimlere verilecektir?" deyince; "Tatlı sözlü, eli açık ve herkesin uyuduğu zaman, Allahü teâlânın kudretini, büyüklüğünü düşünen ve O'na yalvaranlara verilecektir" buyurdu.
"Allahü teâlâ benim ümmetime, Ramazân-ı şerifde beş şey ihsân eder ki, bunları hiçbir peygambere vermemiştir:
1. Ramazanın birinci gecesi, Allahü teâlâ mü'minlere rahmet eder. Rahmetle baktığı kuluna hiç azâb etmez.
2. İftar zamanında oruçlunun ağız kokusu, Allahü teâlâya her kokudan daha güzel gelir.
3. Melekler, Ramazanın her gece ve gündüzünde, oruç tutanların affolması için duâ eder.
4. Allahü teâlâ, oruç tutanlara, âhirette vermek için, Ramazân-ı şerifte Cennette yer tayin eder.
5. Ramazân-ı şerifin son günü, oruç tutan mü'minlerin hepsini affeder."
HER SECDE İÇİN BİR AĞAÇ!
"Ramazân-ı şerifin ilk gecesi olunca, gök kapıları açılır. Hiçbir kapı kapalı kalmaz. Ramazân-ı şerifin son gecesine kadar böyle kalır. Ramazân-ı şerifin her gecesinde teravih kılana, Allahü teâlâ, her secdesi için binbeşyüz sevâb yazar. Onun için Cennette kırmızı yakuttan bir ev yaptırılır. Bu evin altmış bin kapısı olur. Her kapının yakutla süslü altın köşkü olur. Mü'min bir kimse, Ramazân-ı şerifin ilk günü oruç tutarsa, bütün günahları mağfiret olur. Ramazân-ı şerifin her gününün orucunun üstünlüğü, sevâbı böyledir. Her gün, onun için yetmiş bin melek, sabah namazından akşam güneş batıncaya kadar af ve mağfiret isterler. Bu ayın gece ve gündüzündeki her bir secde için, Cennette bir ağaç dikilir. O kadar büyüktür ki, bir atlı, bu ağacın gölgesinin bir başından bir başına beş yüz senede ulaşır."