Abdülganî Meydânî
Mükellef olan, yani âkıl ve bâliğ olan insanın namâz kılarken açması veyâ her zamân başkasına göstermesi ve başkasının bakması harâm olan yerlerine (Avret mahalli) denir. Erkeğin ve kadının avret mahallini örtmesi, hicretin üçüncü senesinde gelen, (Ahzâb) ve beşinci senesinde gelen (Nûr) sûrelerinde emr olundu.
Hanefi ve Şâfi'i mezheblerinde erkeklerin, namâz için avret mahalli, göbekten diz altına kadardır. Şâfi'ide göbek, hanefide diz avrettir. Buraları açık olarak kılınan namâz sahih olmaz. Namâz kılarken, vücûdun diğer kısımlarını, [kolları, başı] örtmek erkeklere sünnettir. Açık kılmaları mekrûhtur. Hür olan kadınların ellerinden ve yüzlerinden başka her yerleri, bilekleri, sarkan saçları ve ayaklarının altı, namâz için hanefide avrettir. Ellerin üstü avret değildir diyen kıymetli kitaplar çoktur. Bunlara göre, kadınların bileklerine kadar ellerinin üstü açık kılmaları câiz olur. Fakat, kitâpların hepsine uymuş olmak için, kadınların elleri örtecek kadar uzun kollu namâzlık veyâ geniş baş örtüsü ile elleri örtülü olarak kılmaları, dahâ iyi olur. Kadınların ayakları namâzda avret değildir diyen de varsa da, bu âlimler de, namâzda örtmesi sünnet, açması mekrûhtur dedi. Erkeğin veyâ kadının avret uzuvlarından herhangi birinin dörtte biri, bir rükün açık kalırsa, namâz bozulur. Azı açılırsa bozulmaz. Namâzı mekrûh olur. Meselâ, ayağının dörtde biri açık olan kadının namâzı sahih olmaz. Kendisi açarsa hemen bozulur. Hocam İbni Âbidin "rahmetullahi aleyh", (Redd-ül-muhtâr)da buyuruyor ki:
"Avret yerini örtmek, namâzda da, namâz dışında da farzdır. Yalnız iken kılarken de, örtmek farzdır. Evde yalnız iken, başı açık dolaşabilir. Yalnız iken avret yeri, ancak özür ile açılabilir."
ÂLİMLERİN MUHKEM DUVARI!..
Abdülgani Meydâni hazretleri, vefatından kısa bir zaman önce oğluna buyurdu ki: "Ey oğlum! Sen hak yolunda oyun çocuğu sayılırsın. Büyüklerin eteğini bırakma. Mayası bozuk kimselerle düşüp kalkarsan, izzet ve vekarını kaybedersin. O hâlde büyüklerin eteğine yapış. Talebeler, çocuktan daha âcizdir. Hocalar ise muhkem duvar gibidir. Yeni yürüyen çocuk, duvara tutunarak yürür. Sen de yeni yürüyen çocuk gibi, âlimlerin muhkem duvarına tutunarak yürü."