Abdülhak Bin Gâlib

Abdülhak Bin Gâlib

Hicretin sekizinci senesinde Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" Mekke'yi fethe çıkacaktı. Yâ Rabbi! Biz Mekke'ye ulaşıncaya kadar Kureyş'i gâfil eyle, diye duâ etti. Muhâcirinin büyüklerinden ve Bedr ehlinden olan Hâtıb bin Ebi Beltea "radıyallahü anh" âilesinin Mekke'de olması ve Kureyşlilerin onları gözetmelerini sağlamak maksadıyla, Kureyşlilere Resûlullah falan gün sizin üzerinize, Mekke'ye hareket edecek diye bir mektûb yazdı. Mektûbu Ebû Leheb'in azâdlı câriyesi Sâriye ile gizlice gönderdi. Cebrâil aleyhisselâm bu durumu Resûlullaha haber verdi. Resûlullah da hazret-i Ali'yi, hazret-i Zübeyr'i, hazret-i Mikdâd'ı, hazret-i Ammâr'ı, hazret-i Talha'yı ve hazret-i Ebâ Mersed'i "radıyallahü teâlâ anhüm ecmain" gönderdi. Hâh bağçesine kadar gidiniz. Orada bir zaif kadın vardır. O kadında bir mektûb var. O mektûbu Hâtıb Mekkelilere gönderdi. O mektûbu alıp getirin. O kadını da salıverin. Eğer direnirse ve mektûbu vermezse boynunu vurun, buyurdu. Gidip kadının peşinden yetiştiler. Hazret-i Ali kılıcını çekince, kadın mektûbu saçlarının arasından çıkarıp verdi. Mektûbu Resûlullaha getirdiler. Resûlullah, Hâtıb bin Ebi Beltea'yı huzûruna çağırdı. Niçin böyle yaptın, diye sordu. Yâ Resûlallah! Sana imân etdiğim günden beri, küfre dönmedim. Nasihatını dinlediğimden beri hiç ihânette bulunmadım. Fekat, âilem Kureyşlilerin arasındadır. İstedim ki Kureyşliler âilemi gözetsinler. Yoksa kesin biliyorum ki, benim mektûbumdan onlara fâide gelmez, dedi. Resûlullah onu tasdik etti. O sırada meâl-i şerifi (Ey imân edenler! Düşmânlarımı ve düşmânlarınızı dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar Kur'ândan size geleni inkâr etdiler. Rabbiniz olan Allaha inandığınızdan dolayı, Peygamberi ve sizi yurdunuzdan [Mekke'den] çıkarıyorlardı. Eğer sizler benim yolumda ve rızâmı kazanmak için cihâda çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösterirsiniz. Oysa ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa artık doğru yoldan sapmış olur) olan, Mümtehine sûresi 1'inci âyet-i kerimesi nâzil oldu...

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek