Abdullah Bin Mus’ab

Abdullah Bin Mus’ab
Hendek Savaşı öncesinde Eshab-ı kiram hendekler kazmaktaydı. Bir müddet sonra, karşılarına büyükçe bir taş çıktı, onu kırmaktan âciz kaldılar. Selmân (radıyallahü anh) durumu Resûlullah efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) arz etti. Resûlullah gelip kazmayı Selmân'ın elinden aldı, taşa vurunca, taş ikiye bölünüp şimşek çakar gibi bir ışık göründü. Medine'nin bütün evleri onun ışığı ile aydınlandı. Resûlullah efendimiz tekbir getirince, yanındakiler de tekbir getirdi. Sonra ikinci ve üçüncü defa da bu şekilde vurup tekbir getirdiler. Selmân-ı Fârisi suâl edip: "Yâ Resûlallah! Anam-babam sana feda olsun! Gördüğümüz ışıklar neydi? Biz onları daha önce hiç görmemiştik" dedi. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz diğer Sahabelere dönüp, "Selmân'ın gördüğünü siz de gördünüz mü?" buyurdu. Onlar da "Evet, gördük" dediler. Bundan sonra Resûlullah efendimiz "Kazmayı ilk vuruşumda Kisrâ'nın (İran Şahı) köşkleri bana göründü. Cebrâil aleyhisselâm gelip, 'ümmetin o beldelere sahip olurlar' diye haber verdi. İkinci darbede Bizans'ın kızıl sarayları göründü. Cebrâil aleyhisselâm, 'ümmetin o diyara da sahip olur' dedi. Üçüncüde San'a'nın (Yemen) köşkleri göründü. Cebrâil, ümmetimin buraları da fethedeceğini bana haber verdi. Müjdeler olsun!" buyurdu...
Resûlullah efendimiz (İran Kisrâsı'nın köşkünü, taşa vururken gördüğü şekle göre anlattıktan sonra, Medine'ye gelmeden önce İran'da Kisrâ'nın sarayını görmüş olan Selmân-ı Fârisi'ye de tarif etmesini emir buyurdu. Hazreti Selmân, "Yâ Resûlallah! Kisrâ'nın köşkü, aynen sizin anlattığınız gibidir" dedi. Resûlullah efendimiz de "Benden sonra ümmetim o diyara malik olur" buyurdu...
Mü'minler, bu haberi biribirlerine müjdelediler. Allaha hamd ettiler. Münâfıklar, inanmayıp küfürlerinde inat ettiler. Müslümanlarla alay ettiler. Haklarında cenâb-ı Hak meâlen; "O vakit münâfıklarla, kalblerinde bir maraz (şüphe) olanlar, 'Allah ve Resûlü, bize aldatmadan (aldatıştan) başka bir şey vadetmemiş" diyorlardı" (Ahzâb-12) buyurdu.

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek