Abdurrahman Bin Huceyre
Şeytan Allahü teâlânın yarattığı öyle bir yaratıktır ki, şerri, kötülüğü vadeder. Çirkin (münker) şeyleri emreder. Nefsi bu gibi işleri yapmaya davet eder. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) "...Vesvese de şeytandan gelir ve şerri davet eder, hakkı tekzib eder ve hayırdan meneder. Kalbinde bunu bulan, şeytanın şerrinden Allah'a sığınsın" buyurdu ve sonra "Şeytan fâkirlik ile korkutur ve fuhşiyat (kötü işler ve ameller) ile emreder" meâlindeki âyet-i celileyi okudular. İnsan şehvet ve gazaba uyarsa, istekleri vasıtasıyla şeytanın istilâsına uğrar. Kalb şeytana yataklık yapar. Zira hevâ (istek) şeytanın barınağıdır. Resul-i Ekrem "Sizden her birinizin bir şeytanı vardır. Evet, benim de şeytanım var, fakat şeytanım Müslüman oldu, bana yalnız iyiliği emreder" buyurdu. Nefsâni arzulara uyularak dünya sevgisi kalbe galebe çalarsa, şeytan vesvese için çare bulmuş olur. Resûl-i Ekrem "Şeytan, insanoğlunun çeşitli yollarında oturur. Önce İslâm yolu üzerinde durur ve 'Ananın, babanın dinini terk edip Müslüman mı olmak istersin?' der. [kandıramaz ise] hicret yolu üzerine oturur, sonra cihad yolu üzerine oturur. İnsan bunu da dinlemez ve mücahedesini yapar. Kim bu şekilde hareket ederek ölürse, Allahü teâlânın Cerınetini hak etmiş olur" buyururdu.
Şeytanın hilelerinden biri de şerri, hayır gibi, kötülüğü iyilikmiş gibi göstermeye çalışmaktır. Allahü teâlâ Kur'an-ı kerimin birçok yerinde şeytanın düşmanlığından bizlere haber vermiştir; "Şüphesiz, şeytan, sizin için büyük bir düşmandır. Siz de onu düşman tanıyın..." (Fatır Sûresi: 6) "Ey Âdemoğulları, şeytana tapmayın. O size apaçık bir düşmandır diye size bildirmedim mi?" (Yâsin Sûresi; 60) "Allah'tan korkanlar kendilerine şeytandan bir vesvese iliştiği zaman, düşünürler de derhal basiretlerine sahip olurlar." (A'raf Sûresi; 201) "Eğer şeytandan bir vesvese gelirse hemen Allah'a sığın..." (A'raf Sûresi; 200) "Şeytanların kardeşlerine (insanlardan) gelince: Onları şeytan sapıklığa sürükler ve yakalarını bırakmazlar." (A'raf Sûresi; 202)