Ahmed Kuseyrî

Ahmed Kuseyrî

Ahmed Kuseyri ilk temel din bilgilerini ve Kur'ân-ı kerim okumayı babasından öğrendi. Daha sonra Arabi, akâid, fıkıh ve tefsir okudu. Genç yaşta tasavvuf ilminde ve hâllerinde yetişti. Babası, talebeleri huzûrunda ona Halveti tarikatından icâzet verip, hırkasını giydirdi.

Kânûni Sultan Süleymân Han onu İstanbul'a dâvet etti. İstanbul'a gidip pâdişâhın meşhûr divân sohbetlerinde bulundu. Pâdişâh hürmet ve ikrâm gösterdi. Rütbeler ve nişanlar verdi. Osmanlı Devleti adına yaşadığı Hatay bölgesinin en yetkililerinden ve özellikle Kuseyr mıntıkasının efendisi oldu. Kendisine zeâmet olarak, şimdiki Fenk köyü, Harbiye'deki Kızlar Değirmeni ve çiftlikler verildi... Dergâhı gariblerin, yolcuların, fakir ve misafirlerin sığındığı bir yerdi. Talebelerine son derece şefkatli davranırdı. Osmanlı Devletine sadâkati ve hizmeti ile çok takdir toplamıştır. Türbesinde bir Osmanlı sancağı, sorguç ve tuğ târihi bir hâtıra olarak durmaktadır.

Bir gün dilenci kılığında birisi tarafından Ahmed Kuseyri'nin evinin kapısı çalınır. Kim olduğu sorulunca, Ahmed Kuseyri'yi görmek istediğini söyler. Evde olmadığı bildirilince; "Size bir emânetim var" diyerek bir dağarcık, bir torba ve küçük bir çıkını bırakıp almalarını söyleyerek ayrılıp gider. Giderken de; "Sonra uğrarım" der. Ahmed Kuseyri hazretleri geç vakit eve gelir. Hanımı da kapıya gelen ziyâretçiden ve bıraktıklarından bahsetmeyi unutur. Gece yarısı mutfaktan sesler işiterek gidip bakarlar. Bırakılan küçük kaptan kazanlar dolduracak kadar bal taşıyor. Torbadaki bir avuç darı çuvallar dolduracak kadar artıyor. Çıkından ise çil çil altınlar taşıp yerlere dökülüyor. Ahmed Kuseyri; "Nedir bu hâller?" diye sorunca hanımı şaşkın ve hayretler içinde; "Bilmiyorum" der; "Bugün bize gelen oldu mu?" diye sorar. Hanımı hatırlayıp; "Evet bir ihtiyar geldi. Sizi sordu. Sonra uğrarım diyerek bunları bıraktı. Bereketlenip taşan bu şeyler ona âittir" dedi. Ahmed Kuseyri hazretleri bir an düşünüp; "Bu gelen Hızır aleyhisselâm mıydı yoksa?" deyince, bırakılan kaplardaki artmalar ve taşmalar durdu. Böylece Hızır aleyhisselâmın bereketine kavuştular.

Melekler, Ilim Talebesinin Üzerine Kanatlarını Gerer!

Vehbi Tülek

İki Namazı Cemetmek Ne Demektir?

Vehbi Tülek

İhlâssız Amel, Ibâdet Kabûl Edilmez!

Vehbi Tülek

Azâbı En Şiddetli Olanlar, Peygambere Sövenlerdir!

Vehbi Tülek

Câmiye Girince, Dünya Kelâmı Söylememelidir

Vehbi Tülek