Alâüddîn Haskefî
Kur'ân-ı kerim okuduktan, duâ ettikten ve ders ve vaazlardan sonra (Sübhâne rabbike) âyet-i kerimesini okumak, İslâm memleketlerinde yapılagelen bir sünnettir. Ali "radıyallahü anh" buyurdu ki: (Kıyâmet günü, bol bol sevâba kavuşmak isteyen, her toplantı sonunda, Sübhâne rabbike âyetini sonuna kadar okusun!)
Ebû Said-i Hudri "radıyallahü anh" diyor ki: (Resûlullah efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" namâzda, selâm vereceği zaman, Sübhâne rabbike âyetini okurdu.)
Abdullah ibni Abbâs "radıyallahü teâlâ anhümâ" buyurdu ki: (Resûlullah efendimiz namâzda, selâm vermeden evvel, Sübhâne rabbike âyet-i kerimesini okurdu).
Abdullah ibni Zeyd bin Erkam, babasından işiterek diyor ki: (Resûlullah efendimiz buyurdu ki; (Bir kimse namâz sonunda, üç defa Sübhâne rabbike âyet-i kerimesini okursa, yetişir miktârda sevâba kavuşur.)
Ebû Said-i Hudri "radıyallahü anh" buyurdu ki: (Resûlullah efendimiz namâzdan selâm verince, Sübhâne rabbike âyet-i kerimesini okurdu). Yine Ebû Said-i Hudri "radıyallahü anh" buyurdu ki: Resûlullah efendimiz namâzdan selâm verince, üç defa Sübhâne rabbike âyet-i kerimesini okurdu).
İbni Hibbân, Ebû Şa'biden alarak diyor ki: (Resûlullah efendimiz buyurdu ki, (Kıyâmet günü büyük ölçeklerle, bol sevâb kazanmak isteyen kimse, bir meclisten kalkınca Sübhâne rabbike âyet-i kerimesini okusun!)
Bu çeşitli hadis-i şerifler gösteriyor ki, Resûlullah efendimiz bu âyet-i kerimeyi okurken ve ümmetine tavsiye buyururken, Kur'ân-ı kerimdeki şeklini değiştirmemiş, hep (Sübhâne rabbike) demiştir. (Sübhâne rabbinâ) dediği işitilmemiştir. O hâlde, bu âyet-i kerimeyi (Sübhâne rabbinâ) şekline sokmak, Kur'ân-ı kerime el uzatmak olduğu gibi, sünnet-i seniyyeye de tecâvüz etmek, çok çirkin bir hareket olur.
İslâm âlimleri hadis-i şeriflere bakarak, ibâdetlerden ve toplantılardan sonra, (Sübhâne rabbike) âyet-i celilesini okumayı âdet buyurmuş ve kitâblarında bildirmişlerdir.