Âlimler, Zamanlarının Işık Kaynaklarıdır
Kıyâmet günü şehidlerin kanı âlimlerin mürekkebi ile tartılacak, şehidler diyecekler ki: "Âlimler zamanlarının ışık kaynağıdır. Her âlim zamânının lambasıdır. İnsanlar âlimler vâsıtası ile aydınlanırlar."
"Hakiki fakih, dünyâya kıymet vermeyip, âhirete rağbet eden, hatâlarını görebilen, Rabbine ibâdette devamlı olan, şüphelilerden uzak duran, başkalarının bir şeyine zarar vermekten sakınan âlim kimsedir."
"Gönlün ferah olup duânın makbûl olmasını istersen, şu beş şeyi terk etme: 1) Dünyâya haris olmayan, her işi Allah rızâsı için yapan âlimlerle berâber ol. 2) Gece namazı kıl! Kazâya kalmış namazlarını, geceleri de kazâ ederek bir an önce öde! Farz namazı kazâya kalan kimsenin, sünnet ve nâfile namazları kabûl olmaz. Yâni sahih olsa da sevap verilmez. Âlimlerimiz buyuruyor ki: Şeytan, Müslümanları aldatmak için, farzları ehemmiyetsiz gösterip, sünnet ve nâfileleri yapmaya sevk eder. 3) Teganni etmeden Kur'ân-ı kerim oku. 4) Namazlarını tam olarak, vaktin geldiğini bilerek ve evvel vaktinde kıl. 5) Helâl ye. Helâl yiyenin duâsı makbuldür. O hâlde helâli, haramı öğrenmek lâzımdır."
"Vaaz ve nasihatler öyle kamçılardır ki, onlarla kalplere vurulur. Nasıl gözümüzle gördüğümüz kamçılar bedene vurulduğu zaman tesir ederse, nasihatler de öyle kalbe tesir eder. Büyüklerden birisi şöyle buyurdu: Ancak temiz bir kalpten çıkan nasihatler tesir eder. Çünkü kalpten gelerek yapılan nasihat kalbe gider. Sâdece dille yapılan nasihatler bir kulaktan girip diğer kulaktan çıkar, tesirli olmaz. İlmiyle amel etmeyen âlim mum gibidir. İnsanları aydınlatır fakat kendisini yakıp bitirir."
"Bid'at sâhibi ile oturup kalkmayınız. Çünkü o, kalbi hasta eder."
"Hiçbir kimse altın ve gümüşü ile Allahü teâlâ katında aziz olmadı. Altını ve gümüşü olmayan hiçbir kimse de Allahü teâlâ katında bu sebeple zelil olmadı."