Allah'a Kavuşturan Yollar Pek Çoktur
"Sünnete tâbi olmanın yolu nedir?" diye soranlara şöyle buyurdu: "Sünnete giden yol; bid'atten kaçmak, Eshâb-ı kirâmın icmâ'ına yâni söz birliğine uymak, bozuk din adamlarından uzaklaşmak, bir tasavvuf büyüğünü tanımak ve eserlerini okumaktır."
Cimrilik anlamına gelen "buhl" kelimesinin harflerini ayrı ayrı tahlil ederek şöyle buyurdu: "Buhl'un be'si belâya, hâ'sı hüsrana, lâm'ı da levm yâni kınama ve kötülüğe delâlet eder. Nitekim cimri insan, nefsiyle belâda, çalışma ve gayretiyle hüsranda, cimriliği, kimseye faydasızlığı itibârıyla kötülenme ve kınanmadadır."
"Bir kulun, Allahü teâlânın beğendiği işleri kolayca yapabilmesi, sünnete göre hareket etmesi, sâlih kimseleri sevmesi, eş-dost ile güzel geçinmesi, Allah rızâsı için insanlara iyilik yapması, Müslümanların işini görmesi ve vakitlerini Allahü teâlânın dinine hizmetle geçirmesi, saâdet alâmetlerindendir."
"İnsanların çoğunun gâfil dolaştıklarını gördüm. Bu yolda dayandıkları şey, bir zan ve tahminden ibârettir. Durumları bu iken, hakikat üzere olduklarını anlatır ve kendilerine göre mükâşefeden (keşiften) bahsederler. Ne var ki, işin aslından habersizdirler."
"Bir kulun ereceği saâdet, emredilen ibâdetleri ve tâatleri kolayca yapmasıdır. Bütün işlerinde sünnet üzere yürümeyi başarmasıdır. Sâlih kullara karşı içten sevgi beslemesi, hangi işte olursa olsun, ahlâkını değiştirmemesidir."
"Bedbaht kişi, unutulmuş günahlarını açığa vuran kimsedir."
"Ârif; tamamiyle gönlünü Allahü teâlâya, vücûdunu halka hizmete veren kişidir."
"Allahü teâlâya ulaşan en emin yol; bütün iş, hareket ve ibâdetlerde Peygamber efendimizin sünnetine tâbi olmaktır."
"Peygamber efendimizin sünnetine tâbi olmak, bid'atlerden kaçmak, İslâm âlimlerinin gittiği yoldan gitmekle olur."