Amr Bin Kays El-mülâî
Tasavvufta da ilerledi...Ahmed bin Hanbel, Yahyâ bin Main, Ebû Hâtim er-Râzi ve Nesâi gibi büyük âlimler Amr bin Kays'ın "sika" yani "güvenilir" bir râvi olduğunu bildirdiler.
Hadis ilminde yüksek derece sâhibi olan Amr bin Kays, kırâat yâni Kur'ân-ı kerimi okuma ilmini kırâat imâmlarından olan Asım bin Behdele'den öğrendi. Zamânında kâriler yâni Kur'ân-ı kerimin kırâat ilmini bilerek okuyanlar arasında yer aldı. Zâhiri ilimlerde yüksek derece sâhibi olduğu gibi, tasavvuf ilminde de ilerledi...
Bu mübarek zat, Allah korkusundan devamlı ağlardı... Bazen rengi değişir, bembeyaz olurdu. İnsanlara nasihatta bulunur, onlara Kur'ân-ı kerim okumasını öğretirdi. İlim ehlinden bir kimse gelince, önünde diz çöker; "Allahü teâlânın sana bildirdiklerinden bana öğret" derdi.
Ömrünü Resûlullah efendimizin sünnetini öğrenmek, öğretmek ve yaşamakla geçiren Amr bin Kays hazretleri zâhid yâni dünyâdan uzak bir hayat yaşadı. 763 (H.146) senesinde Kûfe'de vefât etti. Vefat ederken yanında bulunan Ebû Hayyân et-Temimi'ye: "Ben ölüyorum. Cenaze namazımı sen kıldır" buyurdu ve ruhunu teslim etti...
Etrafı "kuş"lar kapladı!..
Bütün Kûfeliler onun cenâze namazında bulundular. Vasiyyeti üzerine cenâze namazını Ebû Hayyân et-Temimi kıldırdı. Ebû Hayyân, cemâatin önüne geçip dört defâ tekbir aldığı zaman; "İhsân edici olan Amr bin Kays geldi" diye yüksek bir ses işitildi. Namazdan sonra baktıkları zaman beyaz renkli ve o zamana kadar görülmemiş olan kuşların etrafı kapladığını gördüler... İnsanlar o kuşların güzelliğine ve çokluğuna şaştılar. Ebû Hayyân et-Temimi; "Niçin şaşıyorsunuz? Bunlar meleklerdir. Amr bin Kays'a iyi şehâdette bulunmak üzere geldiler" buyurdu...