-Biz ulemadan fetva almadan bir şey yapmayız, Mısır'a da fetva alarak geldik, dedi. Sonra da Ayas Paşa'ya:-Tomanbay'ı misafir edin ve kendisine gerekli hürmeti gösterin, emirini verdi. Böylece tahtını kaybetmiş olsa da bir müslüman hükümdara olan saygısını belli etti.Birkaç gün sonra da yiğitliği ile meşhur olan Şadi bey yakalanıp Yavuz'un huzuruna çıkarıldı. Yavzu ona:-Dünyayı nasıl buldun?dedi:-Hiçbir şey ifade etmeyen bir varlık gibi-Öyleyse değeri bu kadar az olan bir şey için neden döğüştün?-Ben dünya için döğüşmedim. Kur'ân ve Sünnete uymak için böyle hareket ettim. Fakat sen ne hakla bizim şerefimize saldırdın?-Ben sizin üzerinize, ulemadan aldığım fetva ile yürüdüm. Siz hükümdarlarınıza karşı zalim kesildiniz. Sultanlarınızı kendi isteklerinize göre tahttan indirip, ya hapseder, veya öldürürdünüz.Şadi bey gayet vakur ve cesurane bir tavırla şu cevabı verdi:-Bu iftiradır. Biz Eşref Kaytbay'a 30 sene itaat ettik. Kanunları çiğnediği için onun oğlunu öldürdük. Çünkü murad-ı ilahi budur. Her hayatın sonu ölümdür. Bu dünya bize bâki olmadığı gibi sana da bâki değildir, dedi. Bu sözler Yavuz'un hoşuna gitti ve onu serbest bıraktı.Ne var ki, birkaç gün sonra Yavuz şeri gezeken yol üzerinde bir adamın:-Allah Tomanbay'ımızı muzaffer kılsın, başımızdan eksik etmesin, diye bağırdığını duydu Mısır ahalisinin hükümdarlarına ne kadar sadık olduğunu ve onu tekrar hükümdar yapmak için gayret edeceklerini anladı. Hemen emri vererek Tomanbay ile Şadi beyi Kahire kalesi surlarına asarak idam ettirdi.