Papa, Cem Sultanın üzüntüsüne iştirak etmiş gibi görünüp onunla birlikte gözyaşı döktü. Gerçekte ise onu kullanıp Osmanlılar üzerine bir haçlı seferi açmak düşüncesindeydi ve bu maksatla ona, Macaristan'a gitmesini tavsiye etti. bunun üzerine Cem Sultan; "Şimdi ben size uyara Macaristan'a gidecek olur sam, Macar askeriyle birlikte Ehl-i İslam üzerine yürümem icap edecektir. Bu takdirde de din düşmanlarıyla birleştiğim için İslam âlimleri benim küfrüme hükmedeceklerdir. Halbuki ben dinimi, değil Osmanlı Saltanatı için, bütün dünya saltanatı için bile vermem" dedi. Papa, şehzadenin bir türlü yola gelmediğini ve gelmeyeceğini anlayınca ona, Latince ağır bir cümle söyledi. Cem Sultanın da aynı dille karşılık vermesi Papayı mahcup etti. bin bir özür dileyerek ve gönlünü alarak kaldığı yere gönderdi. Cem Sultan da bu hadiseden sonra, her dua edişinde "Yâ Rabbi! Eğer bu din düşmanları benim varlığımla Ehl-i İslam üzerine saldırmaya kalkışacaklarsa, beni o günlere eriştirme ve en kısa zamanda canımı al" derdi.Cem Sultan Roma sokaklarında hep üzüntülü bir şekilde dolaşır ve rastladığı fukara ya bol bol sadaka dağıtırdı. Bunu görenler, onun Hristiyanlığa meyli olduğunu zannettiler. Cem Sultanın iyilikseverliği Papanın kulağına gitti. Bir sohbet esnasında Papa, bu durumu son derece takdir ettiğini söyledi ve Cem Sultanı Hristiyanlığa davet ederek; "Eğer bizim dinimize girersen, Mısır'dan oğlunu getirtir, ona Kardinallik veririm" dedi. Papanın bu teklifinden son derece müteessir olan Cem, gözlerinden acı yaşlar dökerek; "Ben sizden Mısır'a gitmek istedim. Siz bana batıl yolunuzu gösteriyorsunuz. İtikadımca hak olan, Muhammed Aleyhisselam'ın dinidir. Bana Kardinallik ve Papalık değil, bütün dünyanın saltanatını verseler yine dinimden dönmem. Bu gibi teklifler bize sadece eza verir. Eğer size bu cesareti veren, bizim hristiyan fukarasına merhamet göstermemiz ise, biliniz ki bizim dinimizde fukaraya yardım hususunda Müslüman ve Hristiyan ayrımı yapılmaz." Dedi.