Bugün Sizin Dîninizi Kemâle Erdirdim

Bugün Sizin Dîninizi Kemâle Erdirdim
Resûl, kendisine Allahü teâlâ tarafından vahiy yolu ile yeni bir din gönderilen Peygamberdir. Bu din ile Allahü teâlâya nasıl ibâdet edileceğini bildiren, her asırda gelen Peygamberlere Nebi denir. Peygamberliğini bildirdikten sonra, imân etmeyenlerle cihâd etmesi emrolunan Peygamberlere "Ülül'azm" denir. [Âdem, Nûh, İbrâhim, Mûsâ, Îsâ ve Muhammed Mustafâ aleyhissalâtü vesselâm Ülül'azm Peygamberlerdir.]
Muhammed aleyhisselâm bütün insanlara ve cinlere Peygamber olarak gönderilmiştir. Onun dininin gönderilmesi ile bütün dinler nesholmuş, yürürlükten kaldırılmıştır. Ona Kur'ân-ı kerim gönderilince, diğer semâvi kitaplar neshedilmiş, hükümleri yürürlükden kaldırılmıştır. [Bu kitaplar, daha önce insanlar tarafından tahrif edilmiş, bozulmuş idi. Bugün aslı üzere Tevrat ve İncil yoktur. Olsa bile, neshedilmiş olduğundan makbul değildir.]
Onun gönderilmesi ile Peygamberlik son buldu. Ondan sonra Peygamber gelmeyecektir. Onun dine davetinden başka, diğer davetler merduddur, kabul olunmaz. Zirâ İslam dini Onun gelmesi ile ve O hayatta iken kemâle erdirilmiştir. Nitekim [Mâide sûresi 3. âyetinde meâlen], (Bugün sizin dininizi kemâle erdirdim) buyurulması bu hususu bildirmektedir. (Güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim) buyurulan hadis-i şerif de, bunu gösteren açık bir şâhittir.
O hâlde, kemal üzerine fazla söylemek noksanlıkdır. Şüphesiz ki, her kim Ona tâbi olmaktan yüz çevirirse ve Onun dininin hükümlerini mutlaka kendine lâzım bilmeyip, ehemmiyet vermez ise, şeytânın dostu ve Rahmânın düşmânı olur. Böyle kimse zındıklardan ve mülhidlerdendir. Allahü teâlâ onları zelil eylesin! Böyle kimselerde hârikulâde şeyler görülür ise, bunlar kerâmet cinsinden değildir. Öyle kimselerde zuhûra gelen bu hâllere mekr ve istidrâc denir.
İyi bilmek icâb eder ki, Allahü teâlânın, bir kulun bütün murâdını yerine getirmesi, her istediğini vermesi, isterse bu verilen şeyler hârikulâde olsun, o kulun Allahü teâlâ katında makbul bir kul olduğunu göstermez. Bunlar, bazı kullarına iyilik ve ihsândır. Bazılarına da istidrâcdır. Allahü teâlâ [A'râf sûresi 182. âyetinde meâlen] (... Onları derece derece aşağı indiriyoruz. Onlar bilmiyorlar) buyurdu...

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek