Büyük F1k1h âlimi Abîde Bin Amr
Eshâb-ı kirâmdan öğrendiBu mübarek zat, Hz. Ali'nin sohbetlerinde devamlı bulunmakla meşhûr olmuştur. Hadis ve fıkıh ilmini Eshâb-ı kirâmdan öğrendi. Rivâyet ettiği hadis-i şerifler Kütüb-i sitte'de yer almıştır. Kendisinden; Abdullah bin Seleme, İbrâhim Nehai, Ebû İshâk es-Sebii, Muhammed bin Sirin, Ebû Hussân el-A'rac, Eb'ul-Buhteri, Âmir eş-Şa'bi ve diğer birçok âlim hadis-i şerif rivâyet etmiştir...
Abide bin Amr, fıkıh ilmini Abdullah İbn-i Mes'ûd'dan öğrendi. Rivâyet ettiği hadis-i şeriflerden biri:
Bir gün Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz Abdullah bin Mes'ûd'a:
(Nisâ sûresini oku dinleyelim) buyurdu. İbn-i Mes'ûd "Yâ Resûlallah! Kur'ân-ı kerim size indi. Biz O'nu sizden okuduk ve sizden öğrendik" dedi. Resûl-i Ekrem (Evet öyledir. Fakat ben Kur'ân-ı kerimi başkasından dinlemeyi severim) buyurdu ve İbn-i Mes'ûd okumaya başladı. "Halleri ne olacak! Her ümmetten bir şâhit getireceğimiz zaman..." (Nisa, 41) âyetine gelince, Resûlullah'ın mübârek gözlerinden yaşlar boşandı.
(İnsanların en hayırlısı)
Yine İbn-i Mes'ûd'dan rivâyet ettiği hadis-i şerifte, (İnsanların en hayırlısı benim asrımda bulunanlardır. Sonra en hayırlısı onlardan sonra gelenler, sonra en hayırlısı onlardan sonra gelenlerdir) buyurulmuştur.
Muhammed İbn-i Sirin der ki:
-Abide'ye: "Senden dinlediklerimi yazayım mı?" diye sordum. "Hayır!" dedi.
İbrahim Nehâi de Abide ile ilgili olarak şunu anlatır: "Abide'nin yanında dinlediklerimi yazıyordum, müdâhale etti: "Benden herhangi bir kitap ebedileştirmeyin!"
Ebu Yezid el-Murâdi de der ki: "Abide vefat edeceği vakit beni çağırdı ve; "Kitaplarımı imha edin" buyurdu, sonra da ruhunu teslim etti...