Çakırcalı Mehmet Efe
Halkın önünde itiraf!Adını kullanarak eşkıyalık yapanlara acımasızca davranır. Bu çerçevede, Çakırcalı'nın adını kullanarak bir köyü basan ve köylünün kızını kaçıran Arnavut çetesine verdiği ceza, halka zulmedenlere duyduğu öfkenin örneğidir. Dokuz kişilik bu çeteyi saldırdıkları köye getirerek yaptıklarını halkın önünde söyletir.
(Bu arada şunu da belirtelim ki; efeler, Sultan Abdülaziz'e duydukları sempati ile devlete bir dönem boyunca ısınmışlar ve '93 Harbi'nde müstakil taburlar oluşturarak savaşmışlardır.)
Kayaköy'de eşraf kızı Fatma Hanım'la ikinci evliliğini yapan Çakırcalı, bu beldede Rum inşaat ustalarına bir konak inşa ettirmiştir.
Çakırcalı, hukukun yapacağı işi kendisi yapmaya kalkışmıştı. Ancak, 10 Aralık 1910 günü Nazilli'de Karınca Dağları'nda Rüştü Kobaş komutasındaki Düzce ve Adapazarı yöresinden toplanmış Kafkas göçmenlerinden oluşan gönüllü zaptiye birliğiyle girdiği bir çatışmada öldürüldü. Çakırcalı, Aydın bölgesinin meşhur ağa ailesi Arpazlılar'dan Arpazlı Osman Ağa'nın yıkılmış bulunan ve halkın kullandığı Menderes Köprüsü'nü tamir ettirmemesi üzerine Nazilli yakınlarındaki Arpaz köyünü basar, ağayı kaçırır. Kılavuz olarak kullandığı bir çobanın takip edilmesi (kimi kaynaklara göre ihbarı) üzerine dağ kuşatılır. Çıkan çatışmada Çakırcalı ölür. Çakırcalı'nın cesediyle birlikte Osman Ağa'nın cesedi de bulunur...
Cesedi günlerce asılı kaldı!..
Çakırcalı ölüme giderken yanındakilere şunları söylemiştir: "Halka zulmedenleri cezasız bırakmadık..."
Cesedi ilk hanımı Iraz (Raziye) Hanım tarafından tanınmıştır. Cesedi günlerce Ödemiş belediye meydanında asılı kalmış, daha sonra orada gömülmüştür. Aradan 15 yıl geçtikten sonra karısı Raziye Hanım tarafından mezarı köyüne nakledilmiştir...