Din Büyüklerinin Yolu, Baştan Sona Edeptir!
Edebe riayet etmeyen hiç kimse, Allahü teâlânın sevgisine ve rızasına kavuşamaz, evliya da olamaz. Din büyüklerinin yolu, baştan sona edeptir. Edep öğrenilmeden, ilim öğrenilmez. Feyzin kaynağı edeptir. Feyiz, edepli olana gelir, edepsize gelmez. Din, edep ve tevazu demektir. Edep, giriş kapısıdır. Sonra tevazu gelir. Ahlak ve edep, aklın dışarıdan görünüşüdür. Kişinin aklı, edebi kadardır. Edep kendini kusurlu bilmektir, haddini bilmektir. En yüce ilim de, haddini bilmektir. Üç edep lazımdır:
1- Allahü teâlâya karşı edeptir. Yani zahiri ve bâtını ile tamamen kulluk içinde olmalı. Allahü teâlânın bütün emirlerini yerine getirip, yasaklarından sakınmalı.
2- Resulullah efendimize karşı edeptir. Bu da itikatta, iş ve hâllerde Ona uymaktır.
3- Hocasına karşı edeptir. Çünkü Peygamber efendimize uymasına, hocası vasıta olmuştur. Bu bakımdan, hocasını hiçbir zaman unutmamalı.
Bayezid-i Bistami hazretlerine sevenlerinden birkaçı, "Filan şehirde âlim evliya bir zat var, ziyaret edelim" diye ısrar ettiler. Sonunda bunları kırmamak için razı oldu, o zatı görmek için yola çıktılar. Nihayet o zatın bulunduğu şehre geldiler. Camiyi sorup, o yöne doğru yürüdüler. Tam camiye 200-300 metre kalmıştı ki o zatı caminin önünde gördüler. Hemen, "İşte efendim, o mübarek zat, şu gördüğümüz kimse" diye söylediler. O zat o anda yere tükürdü. Bunun üzerine Bayezid-i Bistami hazretleri "Geri dönüyoruz, görüşmeye lüzum kalmadı" dedi. Sevenleri ısrar etti, "Efendim bunca yolu katettik, o mübarek zat da şu, görüşmeden nasıl geri döneriz" dediler. Fakat ısrarları fayda vermedi. Sevenleri yine "Âlim ve evliya zattır, bir görüşsek" diye ısrar edince, Bistami hazretleri buyurdu ki:
"O kimse, evliya ve âlim olamaz. Kıble tarafına tükürdü. Bu adam Resulullaha karşı lazım olan edeplerden birini gözetmedi. Veli olmak için lazım olan edepleri de gözetemez. Hiçbir bi edep, vasılı ilallah olmamıştır. Yani hiçbir edepsiz Allahü teâlânın veli kulu, sevgili kulu olamamıştır."