Dünyâ Ve âhirette Iyilik Sabır Ile Ele Geçer
El-Huldi hazretleri buyurdu ki: "Tevekkül, bir şeyin olması ile, olmaması arasında fark gözetmemektir."
"Allahü teâlâ, günah işlemekten kurtardığı kulunu malsız olarak zengin yapmış, aşiretsiz olarak aziz ve şerefli kılmış, kimsesi olmadığı hâlde onu arkadaş eylemiştir."
"İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak benim için daha sevimlidir."
"Dünyâ ve âhirette iyilik, sabır ile ele geçer."
"Fütüvvet, nefsini aşağı tutup, Müslümanlara hürmeti büyük bilmektir."
"Akıl, insanı helâk edici yerlerden uzak tutan şeydir."
"Allahü teâlâya âşık olanlar, insanı O'ndan uzaklaştıran her şeyden uzak olup, alâkalarını keserler."
"Kendine lâzım olan ilimleri öğrenmeli ve bu ilimlerle amel etmeyi de ihmal etmemelidir."
"İlim, Allahü teâlâyı tanımaya ve O'na itâat etmeye vesile olduğu için, ilim öğrenmek büyük ibâdettir."
"Yediği yemeği, Allahü teâlâya ibâdet etmek ve O'nun dinine hizmet etmek niyeti ile yemeyen kimse, şu üç zarara birden yakalanmıştır: 1. Yemek yerken geçen zamânı zâyi etti. 2. İçinde bulunduğu vakti zâyi etmeye devam ediyor. 3. Gelecek zamânı karşılamak fırsatını kaçırdı."
"Sâlihlerle sohbette berâber olup, onlarla sohbet ediniz. Onlar, dünyâ hazineleridir. Onlarla berâber olmak, ebedi saâdetin anahtarıdır."
"Allahü teâlâya itâatte tam kul ol ki, mahlûklar karşısında tam hür olasın. Allahü teâlâya ibâdet eden kimseye, mahlûklar itâat ve hizmet ederler."
Ebû Muhammed Huldi hazretleri, Hocası hazret-i Cüneyd-i Bağdâdi'nin şu sözünü tekrâr ederdi:
"Bir kimse, yaptığı ibâdetlerini ihlâs ile yaparsa, Allahü teâlâ o kimseye, boş hâllerden, lüzumsuz heveslerden halâs olmak, kurtulmak nimetini, râhatını ihsân eder."