Dünyâda, Saâdetin Anahtarına Kavuşanlar

Dünyâda, Saâdetin Anahtarına Kavuşanlar
"Saâdet" Cennetlik olmak demektir. "Şekâvet", Cehennemlik olmak demektir. Saâdet ve şekâvet, Allahü teâlânın iki hazinesi gibidir. Birinci hazinenin anahtarı, tâat ve ibâdettir. İkinci hazinenin anahtarı, ma'siyyet yâni günahlardır.
Allahü teâlâ, her insanın said veya şaki olduğunu ezelde takdir etmiştir. (Buna alın yazısı denir.) Ezelde said denilen kimsenin eline dünyâda saâdetin anahtarı verilir. Bu insan, Allahü teâlâya itâat eder. Ezelde şaki olanın eline de, dünyâda şekâvetin anahtarı verilir. Bu kimse, hep günah işler. Dünyâda herkes, eline verilmiş olan anahtara bakıp, said veya şaki olduğunu anlayabilir. Âhireti düşünen din âlimleri, herkesin said veya şaki olduğunu böylece anlar. Dünyâya dalmış din adamı ise, bunu bilmez.
Her izzet ve her nimet, Allahü teâlâya itâat ve ibâdet etmekle ele geçer. Her kötülük ve sıkıntı da, günah işlemekten hâsıl olur. Herkese derd ve belâ, günah yolundan gelir. Rahat ve huzur da, itâat yolundan gelmektedir. (Allahü teâlânın âdeti böyledir. Bunu kimse değiştiremez. Nefse kolay ve tatlı gelen şeyi saâdet zannetmemeli. Nefse güç ve acı gelenleri de şekâvet ve felâket sanmamalıdır.) Kudüs'te Mescid-i Aksâ'da senelerce tesbih ve ibâdet ile ömrünü geçiren kimse, bir secdeyi terk ettiği için öyle yuvarlandı ki, bir daha kalkamadı. Eshâb-ı Kehf'in köpeği ise, pis olduğu hâlde, sıddikların arkasında birkaç adım yürüdüğü için, öyle yükseldi ki, hiç düşmedi. Bu hâl, insanı hayrete düşürmektedir. Asırlar boyunca, ilim adamları bu bilmeceyi çözememiştir. İnsanın aklı, bunun hikmetini anlayamadı.
Âdem aleyhisselâma buğdaydan yeme dedi ve yemesini diledi. Şeytanın Âdem aleyhisselâma secde etmesini emreyledi ve secde etmemesini diledi. Beni arayınız buyurdu. Fakat kavuşmayı dilemedi. İlâhi yolun yolcuları, "Hiç anlayamadık" demekten başka bir şey söyleyemediler. Bizlere ne demek düşer. O'nun, insanların imân etmelerine, ibâdet yapmalarına ihtiyâcı yoktur. Kâfir olmalarının ve günah işlemelerinin O'na hiç zararı olmaz. Mahlûklarına O'nun hiç ihtiyâcı yoktur.

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek

Günah Işlemek, Ölümü Unutmanın Alâmetidir

Vehbi Tülek

Ahiret Yolculuğundan Gâfil Olan Zavallıdır!

Vehbi Tülek

İnsanla Hayvan Arasını Ayıran Fark Edeptir!

Vehbi Tülek