Ebû Bekir'e Gidiniz! Namazı O Kıldırsın
Mihcân bin Ezre'den (radıyallahü anh) şöyle nakletti: Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Medine-i münevverenin dışında bir yere gitmiş, dönüşümüzde, Mescid-i Nebevi'nin kapısına kadar gelmiştik. Orada namaz kılan birisini gördük. Ben dedim ki: "Yâ Resûlallah! Bu falancadır. Medineliler arasında en çok namaz kılan budur." Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz, "Sakın ona bunu duyurma, yoksa helakine vesile olursun" buyurdular.
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) şöyle rivâyet ediyor: Resûl-i ekrem bir gün; "Bugün içinizde oruçlu olan var mıdır?" buyurunca; Hazreti Ebû Bekir (radıyallahü anh), ben oruçluyum dedi. "İçinizde kim, bugün cenâzede bulundu?" buyurdu. Hazreti Ebû Bekir (radıyallahü anh), ben bulundum dedi. Yine "İçinizden kim, bugün bir fakire yemek verdi?" buyurdu. Hazreti Ebû Bekir, ben verdim cevâbını verdi. Sonra "İçinizden kim, bugün hasta yokladı?" buyurdu. Hazreti Ebû Bekir, ben yokladım dedi. Bunun üzerine Resûl-i ekrem efendimiz "Bu kadar hasletlerin bulunduğu kimse, muhakkak Cennete girer" buyurdu. (Cennete girmekten maksat; hesapsız Cennete girmektir, denilmiştir.)
Âişe (radıyallahü anha) şöyle rivâyet ediyor: Resûlullah Efendimiz rahatsız iken bana, "Ebû Bekir'e (radıyallahü anh) gidiniz! Namazı o kıldırsın!" buyurunca, "Yâ Resûlallah! Ebû Bekir, (insanlara İmâm olmak için) sizin yerinize geçince çok ağlar. Ağlamasından dolayı insanlar onun kırâatini (okumasını) anlayamaz. Ömer çağırılsın, o insanlara namaz kıldırsın" dedim. "Ebû Bekir'e gidiniz! Namazı o kıldırsın" buyurdu."
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) şöyle rivâyet ediyor: Resûlullah Efendimiz; "Dün akşam Cebrâil aleyhisselâm bana, Cennetin sekiz kapısını, benim ve ümmetimin gireceği kapıyı gösterdi" buyurdu. Hazreti Ebû Bekr (radıyallahü anh) "Yâ Resûlallah! Keşke ben de sizinle olsaydım da, o kapıyı görseydim" diye arz edince, Resûlullah Efendimiz, Hazreti Ebû Bekir'in omuzuna doğru yaklaşıp, "Sen, ümmetimden bu kapıdan ilk giren olacaksın" buyurdu.