Ebû Nasr Ergıyânî

Ebû Nasr Ergıyânî

Secdenin fazileti: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerimde meâlen "... Secde eserinden (çok namaz kılmaları yüzünden meydana gelen) nişanları yüzlerindedir" buyurdu (Fetih-29). Denildi ki: Secde eseri; huşû' nûrudur, bâtından zâhire, kalblerinden yüzlerine vurur ve parlar. Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadis-i şerifte; "Kulun Allaha en yakın olduğu an, secde hâlidir" buyuruyor. Bu hadis-i şerif, "Secde et de (Rabbinin rahmetine) yaklaş" (Alâk-19) âyet-i kerimesinin açıklamasıdır...

İsmâil bin Ahmed emir idi. Hastalandı, ölümüne yakın, üzerinde kilit bulunan bir sandık çıkardı. Herkes, onun içinde mücevher ve kıymetli şeyler var zannetti. Onu açtıklarında, içerisinde toprak bulunan bir kese gördüler. "Bu toprak nedir?" diye sordular. O şöyle cevap verdi: "Secde ettiğim yerlerin toprağıdır. Ne zaman Allah için secde etsem, o yerin toprağını toplardım, öldüğüm zaman, bu topraktan bir kerpiç yapıp, onu kabrimde, yanağımın altına koyun. Belki Allahü teâlâ, bana merhamet eder de, benden kabir azâbını kaldırır" diye vasıyyette bulundu. Vefâtından sonra onun dediği gibi yaptılar. Bir gece onu rüyâda gördüler. Hâlinin nasıl olduğunu sorduklarında; "Rabbim beni, üzerine secde ettiğim toprağın hürmetine affetti ve kabir azâbını üzerimden kaldırdı" dedi.

Huşû'un fazileti: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerimde meâlen; "Muhakkak mü'minler felah buldular (yani, Cennette ebedi kalmakla saadete kavuştular.) Onlar namazlarında Allahü teâlâdan korkarlar (O'na tezellül ve tevâzu gösterirler. Öyle ki, sağlarında ve sollarında olan kimseleri bilmezler)" buyuruyor. (Mü'minûn 1-2). Allahü teâlâ bu âyet-i kerimede, mü'minleri imânlarından sonra, huşû' ile kıldıkları namazları sebebi ile medh buyurdu ve kurtulanların vasıflarını saydıktan sonra meâlen; "Onlar ki, namazlarını gereği üzere devamlı kılarlar" buyurdu (Mü'minûn-9). Sonra bu sıfatların semeresi hakkında da meâlen; "İşte bu vasıfları toplayanlar, vâris olanlardır ki, onlar, Firdevs Cennetine vâris olacaklardır" (Mü'minûn 10-11) buyurup, âyet-i kerimenin evvelinde, onları felaha, sonunda ise Firdevs Cennetine vâris olmakla vasfetti. Âyet-i kerimedeki medhe kavuşabilmek için, namazı, Resûl-i ekremin (sallallahü aleyhi ve sellem) işâret buyurdukları gibi kılmak lâzımdır.

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek