Ebû İshâk İbrâhim Bin El-müvelled
"Yapılan ibâdetin tadı, ihlâs iledir. İhlâs ile yapılan ibâdet, kalbe, rûha rahatlık ve lezzet verir. Ucb, kendini ve amelini beğenmek durumu olursa bu tad kalmaz.""Bir kimse Allahü teâlânın emir ve yasaklarından birini nefsi için yaparsa, o ameli ya kabûl olunur veya kabûl olunmaz. Ama, o ameli yapmaya kalkarken Allah için niyet ederse, o amelin kabûl olunacağı muhakkaktır."
"Allahü teâlânın Zümer sûresi 54. âyet-i kerimesinde meâlen; (Başınıza azap gelip çatmadan [tövbe edip] Rabbinize dönün. O'na hâlis ibâdet edin, sonra kurtulamazsınız) buyurduğunu ve Allahü teâlâya kavuşacak yolu bildiği halde, O'ndan başkası ile meşgûl olana çok taaccüb edip şaşarım."
Ebû İshâk İbrâhim bin el-Müvelled, hadis ilminde de yüksek idi. Peygamber efendimizin şu hadis-i şerifini rivâyet etti:
"Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem hazret-i Ebû Hüreyre'ye buyurdu ki: (Yâ Ebâ Hüreyre! Verâ sâhibi ol! İnsanların en âbidi olursun. Kanâat sâhibi ol! İnsanların en çok şükredeni olursun. Kendin için istediğini, insanlar için de iste! Kâmil mümin olursun. Sana komşu olanlarla iyi komşuluk yap! Hakiki Müslüman olursun. Gülmeyi azalt! Şüphesiz ki çok gülmek kalbi öldürür.)"
"BABAN SAĞ MI EVLÂDIM?"
Birisi kendisinden nasihat istemişti. Ona; "Baban sağ mı!" diye sordu. O da; "Vefât etti" dedi. Bunun üzerine; "Evlâdım! İyi bil ki babasının vefâtından sonra başkalarının nasihatlerine muhtaç birine hiçbir nasihat fayda vermez" buyurdu.
Allahü teâlâya itâat etmenin lüzumundan anlatır kendinden misâl verirdi. "Ben Allahü teâlâya karşı itâatsizlik ettiğimi merkebimin ve hizmetçimin huyundan ve bana itâatsizlik etmesinden anlarım."
Ebû İshâk İbrâhim hazretleri, vefatına yakın buyurdu ki: "Sözünü (hesâbını vereceği) amelinden sayan bir kimse kendisini ilgilendiren hususlar dışında pek az konuşur."