Ebü'l-hasen Endülüsî

Ebü'l-hasen Endülüsî

(Ehl-i sünnet vel-cemaat) mezhebinin âlimleri, (Kaza) ve (Kader) bilgisini şöyle anlattılar: İnsanların hayırdan ve şerden yaptıkları bütün işleri, Allahü teâlânın takdiri ve irâdesi ile hâsıl olmaktadır. (Takdir), halk, icâd etmek, yaratmaktır. Allahü teâlâdan başka, hâlık, mûcid, yaratıcı yoktur. Allahü teâlâ, (Sâffât) sûresinin 96. âyetinde meâlen, (Sizi ve bütün yaptıklarınızı, Allah yaratıyor) buyurdu. (Mu'tezile) fırkası, câhil ve ahmak oldukları için, kaza ve kaderi inkâr ettiler. İnsan işini, kendi kudreti ve ihtiyârı [seçmesi] ile yapar dediler. İnsan, kendi işini yaratır zannettiler. [Bunlara (Kaderiyye) fırkası da denir. ] Ehl-i sünnet âlimleri, (Mecûsiler [ateşe tapanlar], Kaderiyye kadar alçak değildir. Bunlar bir şerike inanıyor. Kaderiyye ise, sayısız şeriklere inanmaktadır) dedi. Hayrı ve şerri, Hak teâlâ yaratıyor ise de, yapılan işlerde, kulların irâde ve ihtiyârlarının da tesiri vardır. Evvelâ, insan irâdesini kullanır. Sonra, buna uygun olarak, Hak teâlâ da irâde ederse [isterse], bu işi halk eder, yaratır. Kulun irâde etmesine (Kesb) denir. İnsanın yaptığı işi yaratan, Allahü teâlâdır, kesb eden, kuldur. (Onun izni olmadan, hiçbir şey hareket edemez!) sözü halk etmek bakımındandır.

(Cebriyye) fırkası, kulda irâde ve ihtiyâr [seçmek] yoktur dedi. İnsan, işini yapmaya mecbûrdur dedi. İnsanların iş yapmaları, rüzgârdan yaprakların sallanması gibidir dedi. Hattâ, işi insan yaptı demedi. İşleri yapan Allah'tır dedi. Bu sözleri Kur'an-ı kerime inanmamaktır. (Allahü teâlânın emirlerini yapana sevap verilir. Fakat, haram işleyenlere azâb yapılmaz. Kâfirler ve âsiler Mâzurdur. Bunlara suâl ve azâb yoktur. Çünkü, işleri yapan Allahü teâlâdır. Bunlar, mecbûrdurlar) diyorlar. Bu sözleri küfürdür. Allahü teâlâ, Sâffât sûresinin 24. âyetinde, (Onları hesap mahallinde durdurun! Hesap olunacaklardır) ve Hicr sûresinin 93. âyetinde, (Rabbin hakkı için, onların hepsine işlediklerini suâl ederiz) buyuruldu. Bu habislerin itikatları akla da uygun değildir. Elin titremesi başkadır. İsteyerek oynatması başkadır...

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek